ÖNCÜ SOSYAL MEDYA HESAPLARI YORUM YAĞMURUNA TUTULDU

Düzce Üniversitesi’ni kazan gençlerin şehre bakış açısının olumsuz olduğunu gündeme getirdiğimiz haberimizin ardından, sosyal medya hesaplarımız yorum yağmuruna tutuldu. Kimi vatandaşlar, Üniversite kenti olması arzulanan Düzce’nin bu haliyle üniversite gençliğine hitap etmediğini savunurken, kimisi ise öğrencilerin daha çok eğitime odaklanması gerektiği yorumunu paylaştı

ÖNCÜ SOSYAL MEDYA HESAPLARI YORUM YAĞMURUNA TUTULDU

Düzce Üniversitesi’ni kazan gençlerin şehre bakış açısının olumsuz olduğunu gündeme getirdiğimiz haberimizin ardından, sosyal medya hesaplarımız yorum yağmuruna tutuldu. Kimi vatandaşlar, Üniversite kenti olması arzulanan Düzce’nin bu haliyle üniversite gençliğine hitap etmediğini savunurken, kimisi ise öğrencilerin daha çok eğitime odaklanması gerektiği yorumunu paylaştı

01 Eylül 2021 Çarşamba 12:45
ÖNCÜ SOSYAL MEDYA HESAPLARI YORUM YAĞMURUNA TUTULDU

Zeynep Akbıyık isimli bir öğrenci, Düzce Üniversite’sine yerleşmesinden duyduğu memnuniyetsizliği “Ağlaya ağlaya geliyorum” sözleriyle sosyal medyadan paylaşmasının ardından, Düzce Üniversitesi’nin resmi sosyal medya hesabından yeni öğrencileri Akbıyık’a “Genelde mezun öğrencilerimiz Düzce’den giderken ağlarlar. Bizler sizleri tebessümle bekliyoruz” yanıtını vermişti.

Haberi gündeme getirmemizin ardından, vatandaşlar Öncü Haber sosyal medya hesaplarını yorum yağmuruna tuttu. Birçok sosyal medya kullanıcısı, Düzce’de sosyal etkinliklerin olmadığını, ev kiraları başta olmak üzere, Düzce’de hayat pahalılığı olduğu görüşlerini savunurken, bazı sosyal medya kullanıcıları ise, Düzce’ye gelen öğrencilerin daha çok gelecekleri için eğitime odaklanmaları gerektiğini belirtti.

İşte gelen yorumların bazıları:

Zekeriya Çvş: Rektör kendi beceriksizliğini zaten TV’ de anlatmış. Bu ağlayan da sanırım. Ağlaya ağlaya gelirim dediğine göre bir zamanlar üniversitenin canına okuyan Y. Akbıyık’ın akrabası olabilir.

Candan Aydın: Haklılar, Düzceli olarak biz bile, şehrimizin şantiye halinden rahatsız, gelişme kaplumbağa hızıyla.

Rukiye Balta Karaağaç: Tercihini ona göre yapsaydın, amacın okumaksa neresi olursa olsun okursun. Okulu bahane etme.

Nedim Yılmaz: Tarikattan bol bir şey yok Düzce’de ne yapsınlar, biraz beklesinler millet bahçeleri açılınca keyif ÇAYI içerler bol bol!!!

Alper Makak: Gençleri cezbeden eğlence mekânları olmadığı sürece böyle olur, kafa yapılarınızı genişletmek lazım…

Benim Adım Öğretmen: Düzce Üniversitesi, kurulduğu 2006’dan bu yana düzenli olarak büyüyüp öğrenci sayısını arttırsa da, aradan geçen 15 senede Düzce, sosyal anlamda bir türlü istenilen seviyeye ulaşamadı. Konser, tiyatro, sergi, konferans başta olmak üzere sanatsal ve sosyal etkinliklerin sıfıra yakın olduğu kentte, Düzceliler de belediyelerden stres atabilecekleri imkânlar ve şehrin kültürel yönünü güçlendirecek proje ve etkinlikler bekliyor.

Okan Çotur: Yorumların birazını okudum. Kimse kendi insanlığından bahsetmemiş, yani en basiti bir ev kiralayacak olsa öğrenci bir dünya fiyat çekiliyor, dolmuşlar pahalı Beçi’den kalkıp, en basiti Samandere’ye gezmeye gitmek istese, kaç tane araba değişmesi gerekiyor.

Gülşen Topal: Öğrenci, adı üstünde.  Öğrenciler ailelerinin gönderdiği parayla zor zar okuyorlar. Yazık günah. Düzce’deki kira fiyatlarının vay haline, kıza gelince de hepiniz yükleniyorsunuz, gelmesin okumaya, niyeti yoksa diyorsunuz. Niyetini nerden biliyorsunuz, bu kız sizlerin de kızı olabilir. Bende bir kız annesi olarak, nazını çekiyorum. Bu kızda ailesine naz yapıyordur. Onlardan uzak kalmamak istiyordur, belki bir bahane olarak bunu seçmiştir.  Düzce kültürde, sporda sıfır diyorlar. Sanki yaptınız da, biz mi gitmedik? Mal gibi yaşıyoruz, iş, ev insan mahalle aralarına, basket sahası, tenis kortu, masa tenisi vs. yapar, millet vakit geçirir. Futbol maçı yapmak için, para ödüyorlar.  Her yer ticarethane olmuş, yeme içmeye kıyafete bakıyor insanlar, bir aktivite yok.

Berkay Kuru: Yine makam ve mevki sahipleri konuşmuş. Acaba yorum yapanların kaçı üniversite mezunu? Şahsen Düzceli olarak Düzce Üniversitesinden mezunum. Öyleymiş, böyleymiş sallaması kolay. 1 hafta öğrenci evinde kalında, neyin ne olduğunu görün. Eski üniversite mezunları da gençliği yad eder belki. O yayla, bu deniz deniliyor da; adamın imkânı yok, altında arabası yok, toplu taşıması yok, karnını doyuracak parası yok, okuduğu için herhangi bir vasfı yok, saygı yok, sevgi yok, yok oğlu yok. Göz göre göre kör olmayın! Ot geldik, saman mı gidelim? Bir eğitimci olarak, bizlerde öğrencilere sizlerin düşündüğü gibi ket mi vuralım.  Bir insan ne için yaşar; acı çeksin, karamsar olsun, öfke, stresli olsun diye mi? Şu kendi bağnaz düşünlerinizi bir kenara bırakın da, gençliğe bakın. Sizler zamanında kötü günler geçirmiş olabilirsin, ama bu durum nesilden nesile aktarılacak değil. Şu cennet vatanda varlık içinde yoksulluk çekiyoruz. Biraz olsun at gözlüklerini çıkartalım iyi olmak için çabalayalım. Geçmişten ders alalım, o kötü günleri yarınlara bırakmayalım.

Gül Dönmez: Arkadaşlar araştırın suç oranının her geçen gün fazlalaştığı gençlerin çukur dizisine, kurtlar vadisine özenerek büyüdüğü bir kent söz konusu. Benim 11 yaşındaki kızım bile memleketimde yaşamak istemiyor. Tanıdığım çoğu genç, bir suça karışmış. Mustafa Kemal Atatürk'ün sanata verdiği önem ortada, gençlik tiyatro sinema.  Görmeli yaptığınız yorumlar çok yanlış okumak sanat birlikte olmalı.

Murat Torlak: Düzce’ye kurban olun siz. Geldiğiniz yerleri çok merak ediyorum.

HABER: Savaş ARI

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.