Öncü Medya Genel Yayın Yönetmeni Sadullah Ünsal’ın hazırlayıp sunduğu, Öncü TV ve 100.2 Radyo Öncü ortak yayını ile geniş kitlelere ulaşan “Yorumlu-Yorum” programı, Düzce’nin gündemini belirlemeye devam ediyor.
Ramazan ayının gelmesi ile birlikte dar gelirli vatandaşlara yönelik yardımların sosyal medya mecralarında reklam malzemesi gibi kullanılmasına tepki gösteren Ünsal, Peygamber efendimiz Hz. Muhammed (SAV)’in “Elinle verdiğini diğer elin görmeyecek” Hadis-i Şerifinden örnek verdi.
“İBADETİN GURUR VE KİBİR NOKTASINA GİTMESİ PEK HAYIRLI BİR ALAMET DEĞİL”
Düzce’deki bazı kurum, kuruluş, şahıs ve STK’lar tarafından yapılan yardımların ihtiyaç sahiplerinin yüzü görünecek şekilde fotoğraflanıp paylaşılmasının hem etik hem manevi hem de İslami değerlerden çok uzak olduğunu anlatan Ünsal, “Şimdi Ramazan boyunca, yardım kolileri dağıtılıyor, yardımlar veriliyor, fakat fotoğraflar da paylaşılıyor. Bir kişi, herhangi bir kurum bir yardım kolisini getirirken, kendi fotoğrafını çektirebilir, yani bir faaliyetinin olduğunu kurumsal anlamda anlatmak adına, ama yardım verilen yaşlı insanların veya başka insanların fotoğraflarını çekip paylaşmak doğru değil. Bir arkadaşımız bir çekim yapmış, Afrika’da kendisi dikilmiş çocuklar var, şeker dağıtılıyor. Telefon direği gibi dikilmiş adam, gelene bir tane şeker, gelene bir tane şeker. Bunu da kayıt altına almış. Ya Allah rızası için, hani ‘Elinle verdiğini diğer elin görmeyecek, bilmeyecek’ derken bunun bu kadar ifşa olması, yardımın bu kadar davulla zurnayla, enaniyet olması, ibadetin gurur ve kibir noktasında bir noktalara gitmesi pek hayırlı bir alamet değil. Yani, insanları rencide etmeden yardım yapmak lazım. İçimizdeki huzursuzluğun ve mutsuzluğun iki sebebi var; gurur ve kibir. İnsanlara bu mübarek ayda yardım ederken, hizmet ederken, ibadet ederken, hani ibadet de saklı, kabahat de saklı der ya büyükler. İbadeti saklayarak, kişileri rencide etmeden, ibadetin anlamına göre hareket etmekte fayda var. Bir kurum bir faaliyet yapıyor, bunu anlatabilir, gayet doğal. Bu resmi kurum olur, gönüllü olabilir, ama yardım verdiğiniz insanların fotoğraflarını yayınlamak pek etik değil, hiç etik değil.” dedi.
İFTAR MUHALİFLİĞİNİN BAŞINDA 3 İSİM VAR
Düzce Ticaret ve Sanayi Odası’nın ilki geçtiğimiz yıl düzenlenen ve bu yıl da yapılması planlanan iftar programının TSO Meclisi’ndeki muhalifler tarafından kabul görmemesini de eleştiren Ünsal, şu ifadelere yer verdi:
“Mevcut TSO yönetimi, geçen sene muhteşem bir iftar yaptı, eski Ticaret Odası başkanlarını taltif etti, plaketlerini verdi. Orada hiç birbirini tanımayan üyeler geldiler, sektörlerin temsilcileri geldiler, iç içe girdiler, orada çok güzel bir muhabbet oluştu. Gerçekten Ticaret Odası tarihinde belki bir ilkti. Yani daha önce pek yaşamadığımız bir şey değildi. Bütün bölgemizdeki ticaret erbabı o iftarda buluştu. Erdoğan Bıyık hakikaten çok güzel bir ilke imza attı. Bu sene herkesin bir hesabı var. Bu sene de bir niyet oldu herhalde, Ahmet Mutlu, Özkan Çakır ve Tuncay Şahin başta olmak üzere, bazı meclis üyeleri bu işe itiraz ettiler, “Olmasın” dediler. Şimdi dedik ya; içimizdeki huzursuzluğun, mutsuzluğun iki sebebi var, gurur ve kibir. Burada kim neyin hesabını yaptı bilmiyoruz, ama bildiğimiz bir şey var, bu organizasyon hakikat ticaret erbabına, ticaret insanlarına hem birbiriyle tanışmak, hem kaynaşmak, hem muhabbet, hem iş noktasında, hem de birlikte çatısı altında bulunduğu bir kurumun gücünün, etkisinin gösterilmesi noktasında, fevkaladenin fevkinde güzel bir faaliyet. Bu üç ismim ve bunların haricindeki diğerleri, buna niye itiraz ederler, onu bilmiyorum.”
“İFTAR PROGRAMI BORÇ SİLMEKLE KIYASLANIR MI?”
Konu hakkında bilgi almak için iftara muhalif meclis üyeleri arasında yer alan Özkan Çakır’ı aradığını anlatan Ünsal, o görüşmeyi şöyle aktardı:
“Ben Özkan Bey’i aradım, sordum. “Nedir?” dedim, “450 esnafın, tacirin 500 bin lira civarında olan borcunu sildik, ondan dolayı bu bütçeyi buna becayiş ettik.” Onlar zaten 450 iş adamı veya Ticaret Odası üyesi, 10 yıl-15 yıl önce ticaret faaliyetini bitirmiş, ticaret odasında bir faaliyeti yok veya iflas etmiş. Hiç alınacak paralar değiller. “İcraya mı verelim, iptal mi edelim?” noktasında iptal edelim demişler.” Ya bunla bu kıyaslanır mı?”
“ERDOĞAN BIYIK BUGÜN VAR, YARIN YOK AMA TSO BU TÜR ORGANİZASYONLARDA OLMALI”
Düzce ekonomisine yön veren Düzce Ticaret ve Sanayi Odası gibi bir kurumda birleştirici adımların desteklenmesi gerektiğine değinen Ünsal, makamdakilerin geçici ancak iz bırakan hizmetlerin kalıcı olduğuna vurgu yaptı.
Ünsal, “Binlerce Ticaret ve Sanayi Odası esnafı, iş insanı bunun içinde esnaf da var, sanayici de var, tüccar da var. Bu kapsamda bu birlikteliği, gücü, etkiyi, muhabbeti geçen sene yakalamış, bu sene birilerinin enaniyeti hesabından dolayı, bertaraf olmuş. Erdoğan Bıyık’ın babasının bütçesi değil ki, mahkeme kadıya mülk değilmiş. Erdoğan Bıyık bugün var, yarın yok, ama Ticaret Odası bu ve buna benzer organizasyonlarda olmalı. Toplumda iz bırakan, tarihe imza atan ve bir gelecek olan, kuşaklara bir öngörü sunan, bir yapıda olmalı. İnsanların birbirine muhalefetinden dolayı, kurumların ve büyük adımların bertaraf olmaması lazım. İnşallah bu muhalefet olan da, muktedir olan da, iktidar olan da hayır niyettedir, inşallah hayır niyette olsunlar” açıklamalarında bulundu.