“BU YIL İÇERİSİNDE ERKEN SEÇİM OLABİLİR"

Öncü TV ekranlarında yayınlanan ve Öncü Medya Haber Genel Yayın Yönetmen Sadullah Ünsal’ın hazırlayıp sunduğu Kitabın ortasından programına konuk olan İYİ Parti İl Başkanı Yunus Özay Er, Düzce Organize Sanayi Bölgesi’nin genişletilmesi çalışmalarından, Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü’nün projelerine, hava kirliliği sorunundan, eski Belediye Başkanı Dursun Ay döneminde yapılan borçlanmaya kadar birçok konu hakkında değerlendirmelerde bulundu. Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü’nün projeleri ile ilgili “Genç kalınmış projeler. Düzce’nin 2 yılı bu şekilde geçmemeliydi” derken, hava kirliliği konusunda da sadece Düzce Belediyesinin taşın altına elini koyduğunu ifade etti. Er ayrıca, Düzce Belediyesi, İl Özel İdaresi ve Karayolları’nın, karla mücadele çalışmaları ile ilgili “Hepsi sınıfta kaldı” yorumunda bulundu.

“BU YIL İÇERİSİNDE ERKEN SEÇİM OLABİLİR"

Öncü TV ekranlarında yayınlanan ve Öncü Medya Haber Genel Yayın Yönetmen Sadullah Ünsal’ın hazırlayıp sunduğu Kitabın ortasından programına konuk olan İYİ Parti İl Başkanı Yunus Özay Er, Düzce Organize Sanayi Bölgesi’nin genişletilmesi çalışmalarından, Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü’nün projelerine, hava kirliliği sorunundan, eski Belediye Başkanı Dursun Ay döneminde yapılan borçlanmaya kadar birçok konu hakkında değerlendirmelerde bulundu. Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü’nün projeleri ile ilgili “Genç kalınmış projeler. Düzce’nin 2 yılı bu şekilde geçmemeliydi” derken, hava kirliliği konusunda da sadece Düzce Belediyesinin taşın altına elini koyduğunu ifade etti. Er ayrıca, Düzce Belediyesi, İl Özel İdaresi ve Karayolları’nın, karla mücadele çalışmaları ile ilgili “Hepsi sınıfta kaldı” yorumunda bulundu.

23 Ocak 2021 Cumartesi 18:29
“BU YIL İÇERİSİNDE ERKEN SEÇİM OLABİLİR"

Öncü TV ekranlarında Cuma akşamları lgyle zlenen, Öncü Medya Haber Genel Yayın Yönetmen Sadullah Ünsal’ın hazırlayıp sunduğu “Ktabın Ortasından” programında, Düzce’nin güncel konuları ve sorunları masaya yatırıldı. İYİ Parti Düzce İl Başkanı Yunus Özay Er’in konuk olduğu programı, gerek ekranları başından, gerekse sosyal medya üzerinden binlerce Düzceli takip etti.

Programda, Düzce 1. Organize Sanayi Bölgesinin genişletilme çalışmalarından, Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü’nün Projelerine, hava kirliliği sorunundan, eski Belediye Başkanı Dursun Ay dönemimde yapılan borçlanmaya kadar birçok konuya değinen Er, 1. OSB’de yürütülen genişletme çalışmalarının tarım alanları içinde yapılmasının yanlı bir politika olduğunu savundu.

“OSB’nin tarım alanı içinde genişletilmesi hukuka aykırı”

OSB’nin genişletilmesi yerine, gelecek yatırımların ilçelerdeki OSB’lere eşit şekilde dağıtılmasından yana olduklarını ifade eden Er, :Ben olaya muhalif duruş olarak bakmıyorum konuya. Arkadaşlarımızla ile beraber bütün basın açıklamalarımızda olduğu gibi partinin kurullarında konuşup tartıştık. Gerek OSB ile alakalı, gerek Düzce’nin diğer konuları ile alakalı bizim sürekli üzerinde vurgu yaptığımız bir eksiklik var. Biz, bu kentin insanlarını makul alanda buluşsun istiyoruz. Birlik beraberlik vurgusu ve birlik beraberlik realitesi içerisinde kabulü olabildiğince geniş bir tabana yayarak, insanlar konuları konuşsun. Konu ne olursa olsun, ister OSB olsun, ister herhangi bir kenti ilgilendiren başka bir konu olsun, ben yaptım oldu mantığı ile hızlı ve olumsuz bir şekilde bağlanmasından ziyade biz istiyoruz ki, konu muhataplarınca tartışılsın. Muhataplarınca tartışılmayan her konunun daha önceki Düzce’de yapılan yatırımlar çerçevesinde özellikle değerlendirildiğinde bir verim alınamadığını hep beraber gördük zaten. Bizim OSB konusuna yaklaşımımız da zaten bu şekildeydi. Bunu tek boyutuyla kesinlik değerlendirmedik, özellikle OSB’de çalışmış ve çalışmakta olan fabrikalarla, fabrika yetkilileri ile de konuştum. Organizenin büyüyeceği kısımdan bahsediyorum; bölgede toprakları olan köy halkı da bizi ziyarete geldiler ve onlarla da konuştuk. Onara da yaptığımız telkin aynıydı. Bu tartışma alanını kesinlikle hukuki çerçeve dışına çıkmadan geniş tabana yayarak makulde buluşulsun, çerçevesini değerlendirdik. Ben zaten kendim sanayiciyim biliyorsunuz. Sanayicinin, üreticinin Düzce’ye gelmesinin, benim memleketimizin her hangi birinde yatırım yapmasını çok önemseyen ve destekleyen bir insanım. 1. OSB yapılırken, oradan toprak alınıp yola verilip, orada oluşan boşluğun OSB çerçevesinde kullanılmasına kadar doğru ise, elimizde bir Gümüşova alternatifi varken, Çilimli alternatifi bir türlü realiteye dökülememişken, hatta biraz daha genişletirsek Akçakoca OSB’yi hızlandırma şansımız varken, bu tavırlılığı, bu siyasi manada manipülasyonu anlayamadığımızı ifade etmek istedik. Neden bizim elimizde bu alternatifler varken, neden bu kadar Organize Sanayiyi birinci derecede tarım havzası olan, birinci derecede tarım alanı olduğu da kanunlarla sabit olan bir bölgede genişletmek istiyoruz. Bu ‘Neden?’ sorusuna yetkililerce verilebilecek cevap mantıklı da olabilir, mantıklı cevap ise, ‘bizim yaptığımız doğru, biz bu işin arkasındayız’ olacaktır. Bizim karşı çıktığımız nokta, bu konunun muhtemelen ortak akıl çerçevesinde tartışılmadan, konuşulmadan hızlı bir şekilde oldu-bitti anlayışı çerçevesinde yapılmaya çalışılması.“Benim kanaatim şu; Düzce’nin zaten temel sıkıntısı bütün yatırımların, bütün ticaretin, gündelik hayatın belirli bir metre kareye sıkışması. Bizim temel sıkıntımız bu zaten. Her ne kadar otoban bağlantısı ile lojistik manada araçların girişi-çıkışı il içine yapılmıyorsa dahil, buraya işçi taşınmasından tutunda diğer konulara bakarsak bunun kent için bu bölgede yapılması yük olabilir diyorum ben. Mesela Gümüşova çok çok doğru bir tercih. Ben yine kentin aynı arterlerine, bu Düzce’nin ortasına bir pergel koyup daire çizersek, bu dairenin içerisine yatırım yapılmasından ziyade kenti kuzey, güney, doğu ve batı manasında kenti biraz genişletmenin, yatırımları da bu ilçelere eşit olarak dağırmanın hem kent merkezinde, hem de ilin genelinde birinci noktada gelir dağılımına pozitif katkı sağlayacağını düşünüyorum. Yani daha eşit ve dengeli bir il olacağız, bu bizde iç göçü engelleyecektir. Sanayileşme çerçevesinde de gerek hava kirliliği, gerekse kaynaklarının kullanımı açısından kentimizin topraklarından ve coğrafik konumunu daha sağlıklı ve dengeli kullanabileceğimizi düşünüyorum” diye konuştu. 

“Hava kirliliği probleminin tek muhatabı Faruk Özlü değildir”

Düzce’de hava kirliliği konusunda, sadece Belediye Başkanı Faruk Özlü’nün taşın altına elini koyduğunun altını çizen Er, diğer yetkili kurumların bu konuda sessiz kaldığını savundu. “Hava kirliliği sorunun tek muhatabı Faruk Özlü değildir” diyen Er, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

 Belediye Başkanı Sayın Faruk Özlü’nün hava kirliliği ile alakalı açıklamasını ve hassasiyetini çok önemsiyorum ve saygıyla karşılıyorum. Ama ben Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü ve Valilik kanalıyla da bazı bilgiler edinmek istiyorum. Yani bu konu sadece Belediye Başkanı Faruk Özlü’nün yetki ve sorumluluk alanı içinde olan bir konu değil. Bu da tartışmaya kapalı hale getiriyor konuyu. Oysa Çevre ve Şehircilik çerçevesinde, Valilik bünyesinde, bizim Belediye Meclis Üyemiz Hakan Dinçer çok önemli çalışmalar yapıyor. Biz Düzce’nin hava kirliliği konusunda hassasiyetle çalışıyoruz, ama konunun tek muhatabı Düzce Belediyesi ve Düzce Belediye Başkanı Faruk Bey değildir. Ben bu konuda göstermiş olduğu hassasiyete saygı duyuyorum, ama o vermiş olduğu rakamlarında şeffaf bir şekilde kamuoyu ile paylaşılıp, onun üzerinde çalışmalar yapılması taraftarıyım ben. Şimdi gelecek sanayinin ne tip bir sanayi olduğunu bilmeden, yapılacak yatırımların ne tip yatırımlar olduğunu bilmeden, sadece yatırımla alakalı olumsuz kanaat oluşturma adına ben bir şey söylemem. Ben isterim memleketime yatırım gelsin, ama açık ve şeffaf bir şekilde kamuoyu ile paylaşılsın cümlemdeki kastım oydu. OSB büyütüldüğünde, her hangi bir firma ile anlaşılmış mıdır? Her hangi bir firma ya da firmalarla yatırım sözü alınmış mıdır? Bu miktar neye göre belirlenmiştir? Bununla alakalı mesela OSB yönetimi de açıklama yapabilir, TSO’da açıklama yapabilir. Yani ben bunu sadece Belediye Başkanımızın üzerinden yürütülmesini doğru bulmuyorum. Konunun muhatabı çok fazla, o konunun muhatlarının ellerinde ki verileri sağlık şekilde ortaya koymaları neticesinde daha sağlıklı sonuç alınabilir. Mesela, Savunma Sanayi ile ilgili bir yatırım yapılacaksa, bu yatırımın çevresel etkileriyle, yine Orman Ürünleri ile ilgili bir yatırım yapılacaksa çıkacak çevresel etkiler aynı değildir. Eğer bu kamuoyuna açıklanırsa, ‘biz bunu 3 buçuk kat büyüteceğiz, ama şu firmalardan da yatırım sözü aldık’ denirse, bu konuda daha sağlık bir fikrimiz olur. Bir de biz elimizdeki firmaların da gitmesini engelleyebilirsek, Düzce’de yatırım yapmış, senelerdir burada çalışmış firmaların da burada kalmasını sağlayabilirsek daha iyi olur.” 

“Düzce’de bin 200 tablet dağıtılmış, bunlardan sadece 24 tanesi Yığılca ilçesine gönderilmiş”

Düzce’de, Koronavirüs salgını nedeniyle uzaktan eğitim gören bir çok öğrencinin, tablet bilgisayar ve internet altyapısı sorunu ile karşı karşıya kaldığını kaydeden Er, Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından il genelinde bin 200 tablet bilgisayarın dağıtıldığını ve Yığılca ilçesine ise sadece 24 adet tablet gönderildiğini kaydetti. İYİ Parti olarak, ihtiyaç sahibi bir çok öğrenciye tablet bilgisayar dağıttıklarını dile getiren Er, konu ile ilgili şunları söyledi:

 “Biz teşkilat olarak, normal siyasetin biraz dışında siyaset yapmaya çalışıyoruz. Çünkü benim siyasete bakış açımda, 20 yıldır siyasetle uğraşan bir insan olarak, ben siyasete hep iki boyutu ile baktım. Bir, bizim de yaptığımız gibi gerçek siyaset boyutu. Yani konuşmak, politika üretmek. İkincisi de bunun sivil toplum boyutu vardır. Yani partiler sosyal manada da politikalar üretiyor. Fakir-fukaranın, ihtiyaç sahibi olanın, ya da sosyal sorumluluk projelerini parti bünyesi içinde, parti teşkilatları ile çalışıp yapmak. İYİ Parti Düzce teşkilatı olarak, bizim görev aldığımız günden, bugüne kadar siyasete hep bu iki boyutu ile baktık. Bunda da belirli noktalarda başarılı olduğumuzu ve fark yaratabildiğimizi düşünüyorum. Bu EBA projesi ile alakalı inanın teşkilat olarak kendimizi paraladık biz. Yani bu konuda birçok açıklamamız var. Biz dedik ki; pandemi sebebi ile hükümetimizin ve Milli Eğitim Bakanlığımızın almış olduğu bir karar var. Bu uzaktan eğitim için de bazı altyapı ve üstyapı destekleri sağlanması gerekiyor vatandaşlara. Defalarca dedik ki; Düzce’nin ihtiyaçlarını ortaya koyalım. Düzce’de kaç tane çocuğun tablete ihtiyacı var, hangi bölgelerin internet altyapısına ihtiyacı var ki, bunların bir an önce tespit edilip ihtiyaçların karşılanması gerekiyor. Maalesef, biz bu rakamların hiç birini alamadık. Yani Düzce’de kaç tane çocuğun tablet, ya da bilgisayar eksiği var, bu eksik nedeniyle kaç tane çocuk eğitim hayatından uzak kalmıştır. Bizim elimize gelen bilgiye göre, tüm Düzce’ye bin 200 tane tablet dağıtıldığını, bunun büyük bir kısmının da hayırsever vatandaşlar tarafından karşılandığını ben biliyorum. Ama bu dağıtılan tablet sayısı, Düzce’de ki kaçına yetmiştir. Yine Düzce’de ortak akıl çerçevesi içinde hareket etmiş olsaydık, Milli Eğitim Müdürümüz, diğer yetkililerimiz çıkıp da şöyle bir açıklama yapmış olsalardı; ‘Düzce’de 6 bin tane çocuğumuzun EBA sistemine erişmesinde sıkıntı var, internet altyapısı, tablet ve bilgisayar ihtiyacı var’ denseydi ve devletimiz de ‘bunun sadece bin 200’ünü karşılayabiliyoruz’ deseydi, tüm Düzce halkı, sanayicisi, STK’sı, sizce 4 bin tane – 5 bin tane tablet alamaz mıydı? 4 bin tane – 5 bin tane tablet alınması için, bu sayıyı bize söyleyin dedik, biz. Çünkü sadece bize o kadar çok bu yönde talep geldi ki; biz Merkez İlçe Başkanlığımız bünyesinde bir çalışma yapıp, bizim arkadaşlarımız ciddi sayıda tablet de dağıttılar. Çünkü gelene yok diyemiyorsunuz. Bizde bize gelen talepler doğrultusunda tabletleri alıp dağıttık arkadaşlara. Ama biz isterdik ki, bu daha çok insana dağıtılsın. İşte bu rakamlar şeffaf bir şekilde paylaşılmayınca, bu konuda sıkıntılar yaşanıyor. Mesela Düzce’de bin 200 tane tablet dağıtılıyor, bunun sadece 24 tanesi Yığılca ilçesine gönderiliyor. Yığılca, Düzce’nin 8 ilçesinden birisi. Bu 24 sayısı neye göre belirlenmiş, diğer ilçelerle bu tablet sayısının dağıtımında hakkaniyet gözetilmiş mi? Yani adaletli bir dağıtım olmuş mu? Eğer elimizdeki verileri ve ihtiyaçları halkımızla sağlıklı bir şekilde paylaşmazsak, buradaki eksikliği bilemeyiz. Biz bunu defalarca sorduk, ama cevabını alamadık. Eğer bu Düzce’de dağıtılan bin 200 tablet, Düzce’deki tüm evlatlarımızın talebini karşıladıysa, buradan hepsine teşekkür ediyorum, ben. Ama bu bin 200 tanenin dışında, eğer bu memleketin evlatlarının ihtiyaçları da var ise bunu da kamuoyu ile paylaşsınlar, bizde üzerimize düşeni gücümüz yettiği kadar yapalım.” 

“Başkan Özlü projelerde geç kaldı. Düzce’nin 2 senesi böyle geçmemeliydi”

AK Parti İl Başkanlığı kongresinde, Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü’nün tanıtımını yaptığı projeleri de değinen Er, “2 sene böyle geçmemeliydi” diyerek, hayata geçirilecek projelerde geç kalındığını söyleyerek, şu açıklamalarda bulundu:

“Bizim seçim döneminden itibaren yarıştığımız Belediye Başkanımız Sayın Faruk Özlü’nün projelerini takip etmek çok keyifli tabii. Bahsettiği projelerin Düzce için faydalı olduğu konusunda hepimiz hem fikiriz. Ama ben bu projeler için çok geç kalındığını düşünüyorum. Yani şu izlenim uyandı bende; 2 sene bu şekilde geçmemeliydi. 5 senelik bir Belediye Başkanlığı döneminin 2 senesi proje hazırlamakla ve bu projelerin gerek finansal, gerekse teknik detaylarına harcamakla geçmez. Eğer siz Belediye Başkanlığı görevinin 2 senesini siz böyle geçirirseniz, benim aklımda aslında Belediye Başkanlığı’nın bu projeleri hazırlamaya hazır olmadığı kanaati uyanır. Yani, bu projeler aslında fikri olarak varmış, ama seçim döneminde realize edebilmek için bir hazırlık yapılmamış, izlenimi uyanıyor ben de ki; ben bu kadar vakit kaybedilmesine şaşkınım. Mesela kentin çok ana damarlarına dokunacak, Hecinler’de ki çöp tesisi çok önemli bir proje. Ama zaten bu proje yaklaşık 11 senedir bu şehrin gündemiydi. Bitirmek Başkanımıza nasip olacak inşallah. Ama diğer projelere gelince, Başkanımızın kongrede belirttiği bir Asar Suyu projesi, bir stadyum projesi, eski sanayi çarşısının taşınması projesi, Cedidiye meydanı ile ilgili proje, çok güzel projeler. Özellikle Cedidiye Meydanı Projesini ben beğendim. Umarım o projenin görselini hazırlarken, teknik ya da yapıldıysa statik projelerini hazırlarken paydaşlarla bu konu görüşülmüştür. Belediyecilikte şöyle bir taktik vardır; en iyi proje, yarım kalmış projedir. Her kim ki Belediye Başkanlığını bir dönem değil, iki dönem ya da üç dönem yapmak istiyorsa, Belediye Başkanlığının son iki senesini projelere boğar ve projeler yarım kalır. Bir siyasetçi için en güzel proje yarım kalmış seçimini devam ettirebilmek için. Ben Başkanımız Sayın Faruk Özlü’nün ikinci döneminde de başkanlığa aday olacağına ve parti olarak bir daha yarışacağımıza inanıyorum.” 

“Biz Belediye seçimlerini kazansaydık, Düzce bu kadar kaybetmezdi”

 “2019 yılında yapılan Belediye Başkanlığı seçimlerini biz kazanmış olsaydık, Düzce bu kadar zaman kaybetmiş olmazdı” diyerek, iddialı bir açıklama yapan Er, şu ifadelere yer verdi:

“ Kentim menfaatleri için çalışacağımız için 2 senelik bir zaman dilimini paydaşları ikna etmekle kaybetmezdik mesela. Faruk Beyin şöyle bir zorluğu da var aslında; Faruk Bey 18 senelik ve daha öncesinde de yine benzer kadrolarla yönetildiği için ilimiz, o 18 senelik birikimi sırtlanarak bir şeyler yapmaya çalışıyor. Allah kolaylık versin, bu çok kolay bir şey değil. Çünkü şu bir gerçek ki; Düzce Belediyesi gerek mali yapısıyla, gerek mali yapısının karşılığında ortaya konan hizmetlerle, çok başarılı bir belediye olduğunu iddia edemeyiz Düzce Belediyesini. Yani çok yüklü bir borç yüküyle karşı karşıya ve bunun karşılığında ortada bir hizmet yok.” 

“Dursun Ay döneminde belediye yanlış yönetildi ve borçlandırıldı”

Sadullah Ünsal’ın sorusu üzerine, eski Düzce Belediye Başkanı Dursun Ay döneminde yapılan borçlanmayı da masaya yatıran Er, şu ifadeleri kullandı:

“Biraz işe ticari bakalım. Bir şirketiniz var, bu şirketiniz tekel, yani rakibiniz yok, 400 bin tane de müşteriniz var. Nasıl batarsınız? Yani Belediyenin bu noktaya gelmesinin insanın aklı almıyor. Düzce Belediyenin rakibi var mı? Düzce’de su şebekesini kullanarak su satacak, çevre vergisi toplayacak, tabela vergisi toplayacak, mezarlık satacak, başka bir kurum var mı Düzce’de? Düzce Belediyesi tek ve 400 bin tane müşterisi var bu belediyenin. Bu nasıl oluyor yani? Bunun tek sebebi olabilir, yanlış yönetim. Gayri nizami faaliyetler sizi bu noktaya getirebilir ancak. Yani benim aklıma başka bir şey gelmiyor. Doğru yönetilirse bir belediyenin borcu harcı olmaz. Ben belediye başkanı olsam, 400 milyar liralık borcu, 800 milyar liraya çıkartırım. Ben büyüyerek borç ödemesi yapma taraftarıyım. Ben borcu küçültüp, mali disiplin vs. bunlara çok inanan bir insan değilim. Önemli olan verimliliktir, disiplinden ziyade. Biz Düzce insanını daha fazla nasıl zengin yaparız, onun peşinde koşalım. Düzce’nin yerli sanayisi, Düzce’nin yatırımcısı, nasıl daha fazla para kazanabilir, daha fazla nasıl istihdam yaratabilir, biz bu insanların işlerini nasıl daha fazla kolaylaştırırız.”

“Düzce Belediyesi, Özel İdare ve Karayolları Karla Mücadelede sınıfta kaldı”

Düzce Belediyesi ve İl Özel İdaresi karla mücadele çalışmalarında sınıfta kalmıştır. Bir kere o gün ben Ankara’ya gidiyordum ve 14 saat yolda kaldım. Bu tür doğal afetlerde yüzde yüz takdir, yüzde yüz başarı veya yüzde yüz başarısızlık olmaz. Tabii ki Belediyenin ve İl Özel İdaresinin kendi imkanları noktasında ulaşamayacağı, ulaşmasında güçlük çekeceği yerler olacaktır. Ama ben mücadeleyi veren arkadaşlarımız açısından, özellikle belediye personeli açısından, kendilerine teşekkür etmeyi bir borç bilirim. Ama Karayolları açısından, İl Özel İdaresi açısından benzer şeyleri söyleyemeyeceğim. Yani şu çok enteresan, artık öyle bir teknolojik zamanda yaşıyoruz ki, kar yağışının hangi saatler arasında olacağı, ne kadar yağacağı santimetresine kadar paylaşılıyor. Özellikle Düzce’de etkili olan kar yağışı, iki hafta öncesinden paylaşılmıştı. Daha fazla önlem alınabilirdi ve vatandaş mağdur olmuştur, vatandaş her zaman şikâyetinde haklıdır.” 

“Bu yıl içerisinde erken seçim olabileceğini düşünüyorum”

Erken seçim tartışmaları ile ilgilide, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yasal olarak yeniden başkan seçilmesi için, erken seçim yapılması gerektiğini vurgulayan Er, kendisinin bu yıl içerisinde erken seçim olabileceğini düşündüğünü belirtti. Er, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

 “Ben bu yıl içerisinde bir erken seçim olacağını daha önce dile getirmiştim. Bizim Genel Başkanımız Sayın Merak Akşener 21 Haziran diye daha net ve kesin bir tarih verdi. Bir kere Sayın Cumhurbaşkanımızın aday olması adına, erken seçimin yapılması zaruri. Dolayısıyla seçimin 2023’te yapılmayacağını zaten hepimiz biliyoruz. Tayyip beyin Anayasa hükümleri çerçevesinde tekrar aday olabilmesi için, ikinci dönemi olduğundan ya meclis tarafından erken seçim kararı alınması gerekiyor, ya da kendisinin seçime götürmesi gerekiyor. Kendisi seçime götürürse bildiğim kadarıyla aday olması yönünde ciddi sıkıntılar doğacak. Bu nedenle ben bir erken seçim bekliyorum ve o seçimin de bu sene içinde olacağını ön görüyorum.”

“Çiftçi borç içinde, Tarım Kredi Kooperatifi tefeci faizi uyguluyor. Çiftçinin ekipmanları haczediliyor”

Türkiye’de çiftçilerin yüzde 85’inin icralık olduğuna dikkat çeken Er, son olarak şunları belirtti:

 “Biliyorsunuz, kamu alacakları ile ilgili bir yapılandırma yapılmıştı. Biz bu yapılandırma döneminde ısrarla bizim Grup Başkanımız İsmail Tatlıoğlu kanalıyla bu yapılandırmanın içerisine çiftçi borçlarının da alınması ile alakalı çok ciddi çalışmalar yaptık. Bu çok enteresandır, komisyonda taslak halinde çalışılırken, bu konu üzerinde bir fikir birliği sağlandı ve ben bunu kamuoyu ile de paylaştım. Fakat yapılandırma esnasında, bu konu yapılandırmanın dışına çıkartılarak, çiftçilerimiz bu gündemin dışında tutuldu. Cumhuriyet tarihinde ilk defa rahmetli Mustafa Kemal Atatürk çiftçinin ekim için alet edevatının, hayvanını, sapanının haczedilmesi yasaktır Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında. Bu Mustafa Kemal’in kendi öngörüsü ile ve kendi inisiyatifi ile aldırdığı kendi kararıdır ve bugüne kadar da böyle gelmiştir. Ama bugün baktığımızda, bakın çiftçimizin yüzde 85’i icralıktır. Bugün çiftçilerimizin traktörlerine el konulmaktadır, çiftçimiz gelirini kaybetmektedir. Tarım Kredi Kooperatifi ile yapmış olduğu kredi alışverişi neticesinde, Tarım Kredi Kooperatifi çiftçilerimiz üzerinde adeta bir tefeci faizi uyguluyor. Benim görüştüğüm çiftçilerin hiç birisi borcunu inkar etmiyor. Ama en azından diyorlar, Tarım Kredi Kooperatifinde kullandıkları kredilerin faiz kısımlarında devletimizin biraz daha çiftçilerimize yardımcı olabileceğini ifade ediyorlar, ben de buna katılıyorum. Çünkü Tarım Kredi Kooperatifi dediğiniz şey gündelik bir politika değildir, devlet politikasıdır. Eğer bugün çiftçi bu hale düşmüşse, çiftçi icralık olmuşsa, burada sadece çiftçiyi suçlayarak durumdan sıyrılamayız.” 

Son Güncelleme: 23.01.2021 18:34
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.