Şimdi dünyada bir evladı, bir sevdiği, bir yeğeni, bir doğum olduğu zaman insanlar sevinir, güler ama doğan insan ağlar. Bugün bizden acı bir haber var. Ailemizden, Türkseven Ailesi’nden Selçuk Türkseven hastanede uzun süreden beri gördüğü tedaviden sonra Hakk’ın rahmetine kavuştu. Allah rahmetiyle muamele eylesin. Aile başta Faruk Türkseven olmak üzere, kardeşine hayat vermek için, can vermek için çok uğraştı. Elinden geleni yaptı ama vakit dolmuş. Kaderin sahibinin takdiri bu kadarmış. Hani ecel diyor ya bizde bir söz var. “Ecel ve nikahın vakti zamanı belli olmaz.” der Türk Töresi’ nde. Allah rahmetiyle muamele eylesin. Cenaze Büyük Cami’de, taziyeler de Şıralık'taki evde kabul edilecek bu akşamdan (10 Aralık) itibaren. Allah tüm ölmüşlerimize rahmet eylesin. Hani doğarken dünyaya gelen bebekte herkes gülüyor ya, dünyadan giderken kim gülüyor onu da Allah bilir. Kim seviniyor onu da Allah bilir; ancak bilinen bir şey var ki, sevdiklerimizi diğer tarafa gönderirken, ahirete intikal ettirirken hepimiz üzülüyoruz, hepimiz ağlıyoruz. Gelirken seviniyoruz, gönderirken ağlıyoruz ama geldik ve gideceğiz. Ölüm var.
Şimdi siyaset, toplum, ticaret… Hepsi endeksli birbirine. Günlerdir -yani belirli bir günlerdir- Sayıştay raporları üzerinden bir gündem var. Belediyelerin faaliyetlerine yönelik Sayıştay raporları hazırlıyor, başlıkları veriyor, detaylandırıyor…
ÇAĞRI YAPIYORUZ: DOĞRUYU DOĞRU, EĞRİYİ EĞRİ ANLAMAK İSTİYORUZ!
Düzce Belediyesi ile ilgili de birçok belediyede olduğu gibi Sayıştay raporları ile alakalı haberler, yorumlar çıkıyor ortaya. Şimdi buna herkesin bir bakış açısı var. Bir kitle, bir yapı, bir basın, bir algı veya bir siyaset neyse bir taraf işin tarafı. “Burada Düzce Belediyesi'nde usulsüzlükler var. Şirketlerde istismarlar var. İşte usule, erkana aykırı işler var.” gibi ifadeler var. Bir taraf da bunun olması gerektiğinin, Sayıştay’ın bir ikaz mekanizması, bir kontrol mekanizması olduğu noktasında normal rutin bir çalışma diye bu değerlendiriliyor. Şimdi Düzce Belediyesi ve diğer tüm belediyelerin Sayıştaylar’la ilgili çıkan algılar, doğrular, eğriler, usul, erkan, kanun, yönetmelik her neyse Öncü Medya olarak bugüne kadar bu konuyla ilgili çok bir şey söylemedik. Bundan sonra biz söyleyeceğiz. Söyleyelim ve siz söyleyin, biz de söyleyelim. Sayıştay raporlarındaki algıyı toplum bilmek istiyor. Şimdi bunu belediyenin içinde bilen, mahiyetini bilen, belediye başkanı dahil olmak üzere bir ekip var. Sayın Özlü'nün ekibi var. Şimdi eğer bugün bu Sayıştay raporlarında basında çıkan, algılarda çıkan, yorumlarda değerlendirilen konular, konuşulan konular doğruysa ve Düzce Belediyesi ve diğer belediyelerde Sayıştay’la ilgili tespitlerde çıkan usule uymayan, etik olmayan, eksik olan neyse, bunlar doğruysa, bu kamuoyuna izah edilmeli. Eğriyse doğrusu izah edilmeli ama bilgin olacak ki fikrin olacak. Şu anda ben başta Sayın Faruk Özlü olmak üzere tüm belediye başkanlarına ve özellikle de Düzce Belediyesi'ndeki gerek şirketlerin, gerek yapısal birimlerin, gerek uygulamaların her neyse, bunların olumsuz olan, olumlu olan algıları var. Ben buradan sesleniyorum. Diyorum ki gelin bunu isterse belediye başkanı, isterse birim müdürleri, bir bilgilendirelim bu insanları. Usulüne uygun mu, değil mi? Doğru mu, eğri mi? Tek tek, madde madde, biz bu konuyla ilgili Öncü Medya Ailesi olarak, Öncü Radyo, televizyon, internet sitesi, Manşet Gazetesi olarak biz bu konuyla ilgili bir açıklama bekliyoruz. Bu açıklamayı da tarafsız bir gözle, öküz altında buzağı aramadan ama doğruyu doğru, eğriyi eğri değerlendirecek şekilde Düzce Belediyesi ve tüm belediyelerin, bizlerle röportaj yapmasını veya açıklama yapmasını, bilgilendirme yapmasını istiyoruz. Davet ediyoruz, Sayın Özlü ve ekibini nasıl uygun görürlerse. Akçakoca dahil, Gölyaka dahil, Kaynaşlı dahil ve bununla ilgili davet ediyoruz. Çünkü hani “bekara karı boşamak kolay gelir” der ya bu işler yapılırken, hizmetler yapılırken birtakım eksikler olabilir.
KİMSEYİ GÜNAHA SOKMA HAKKINIZ YOK: DÜZCE’Yİ GÜNAHA SOKMAYIN
İstismarlardan bahsediliyor, usulsüzlüklerden bahsediliyor. Uygun olmayan para aktarımlarından bahsediliyor. “Belediyelerin şirketlerine bu uygun değil.” deniyor. Herkes bir şey söylüyor ama bu işin bir doğrusu vardır. Yapılan işin bir mevzuatı vardır. Doğruysa doğruyu anlatın, eğriyse eğriyi anlatın. Milleti günaha sokmayın arkadaş. Herkes günah işliyor bu konuyla ilgili. Bilen söylüyor, bilmeyen söylüyor, yorum yapıyor. Mesela örnek vereyim size. Bir haber giriyoruz biz. Adam haberin içini okumadan yorum yapıyor. Bir okuyun bakayım ne diyor burada. Netice itibariyle Düzce'de şeffaflık adına, Sayıştay raporlarını Düzce kamuoyu, Düzce'nin insanı neyin ne olduğunu bilmeli çünkü Düzce'nin malı bunlar. Düzce'nin halkının değerleri. Bunları yönetin diye belediye başkanlarını seçmişiz. Belediye başkanları da ekiplerini tahsis etmiş, müdürlerini oluşturmuş, birimlerini oluşturmuş. Biz buradaki Sayıştay raporlarında doğruyu doğru, eğriyi eğri bilmek istiyoruz. Bizim eğrimiz varsa siz doğrultun. Kamuoyunun bilmediği varsa aydınlatın. İşte bunlar böyle ben yaptım, biz yaptık, biz doğruyu yaptık. Bu böyledir. Vatandaş buna inanmıyorsa, vatandaşa inandırmak lazım, aydınlatmak lazım, bilgilendirmek lazım. Kimseyi günaha sokmamak lazım. Kimsenin eline malzeme vermemek lazım. Yani herkesin bir hesabı var. Hani dervişin fikri neyse diyor, zikri de oymuş. Fikir ne? Memlekete hizmet mi? O fikri bize anlatın. Zikir ne? Ortadaki eserler mi? Onları bize gösterin ama bizim yaptığımız doğrudur, ben bu konuda hesap mı vereceğim veya ben bu konuda açıklama yapma ihtiyacını hissetmiyorum...
SAYIŞTAY RAPORLARI DÜZCE’DE YANLIŞ ALGILAR OLUŞTURUYOR
“Siz kim oluyorsunuz?” diyebilirsiniz. O hakkınız da var ama her gün bir kişi, iki kişi, üç kişi, beş kişi bu konularla ilgili olumsuz bir düşünceye kapılırsa, bu algılara inanırsa ki biz de Sayıştay raporlarına flu bakıyoruz. Bu netleşmesi lazım. Davet ediyoruz, açıklama yapılsın. Ne gerekiyorsa, nasıl anlatılması gerekiyorsa bunlar anlatılsın. Kamuoyu aydınlansın. Yani burada insanları günaha sokmanın gereği yok. İnsan eğri anlıyor, canının istediğini anlıyor. Hani işkembesinden dinliyor, vicdanından dinliyor, imanından söylüyor. Herkes şov yapıyor ama doğru bilgilendirilirse, doğru anlatılırsa, varsa anlatılacak bir doğru duymak istiyoruz.
Hoşça kalın, dostça kalın. Allah'a emanet olun.
