İnsanlar hep dünya saadeti için yaşıyor. Ahireti düşünen var mı yok mu bilmiyorum; mutlaka vardır da yani insani ilişkilere baktığımızda ahiret saadetini düşünen insan sayısı gitgide azalıyor.

BANA ARKADAŞINI SÖYLE SANA KİM OLDUĞUNU SÖYLEYEYİM

Şimdi bir insan, “Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyelim” diyor. Büyüklerin bir tespiti var.

Biz siyasetçilerle, sivil toplum kuruluşlarıyla bu toplumda eleştiri mahiyetinde, övgü mahiyetinde farklı farklı ifadeler kullanıyoruz. AK Parti İl Başkanı Hasan Şengüloğlu’nu mesela eleştirdik. Benim Hasan Şengüloğlu’yla herhangi bir kişisel husumetim yok. Kendisini, ailesini, asaletini de bilirim. Ona da bir itirazım yok. Hatta kabul olan tarafı da çok; toplumda da çok, ticaretinde de çok. Ama siyasetinde eksiklerin var kardeşim. Allah’tan vahiy almıyorsun ya.

Şimdi bugün Düzce’de 10 kişiyi alın, “Cumhurbaşkanı adayı kim?” deyin sorun, partiyi karıştırmıyorum ama 10 kişiden 8 tanesi, 7 tanesi veya 6 tanesi ama 5 tanesi değil, Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan der.

Siyasetçiler, yerel siyasetçiler, ben şuna benzetiyorum: Bir baba var. Baba çoluğuna çocuğuna rızık kazanmak için ömrünü veriyor. Bu iş bir evladın eline düşünce hoyratça, hovardaca harcıyor. Peki bunları niye söylüyoruz? AK Parti Genel Merkezi’nden Sayın Şengüloğlu’na “8 bin tane yeni üye yapın” deniyor. Tamam, ister. Şimdi bütün belediyenin şirketlerinde, yani memur olmayanların hepsini amirleri çağırıyor: “Gel AK Parti’ye üye ol.” Hoppala. Ve bu da tepkilere sebep oluyor.

Yani şimdi işin özündeki hakikat şu: Biz bu AK Parti İl Başkanı Hasan Şengüloğlu’nu yaptığıyla, ettiğiyle, hareketiyle eleştirdiğimiz zaman sosyal medyalardan buna destek olan, yorum yapan, partinin yönetiminde veya sempatizanı veya dostu ahbabı kaç kişidir diye bir inceleme yaptık arkadaşlarla beraber. 65 bin kişi var. Yani Hasan Şengüloğlu’na yapılan eleştirilerin haksız eleştiri olduğunu iddia eden, “Haksız eleştiri yaptın Sadullah” veya “medya” diyen 65 bin kişilik bir kitle var.

İşin garip tarafı: Genişletilmiş il toplantısında kaç kişi var? Yönetimden kaç kişi var? 40 kişilik yönetimden 10 kişi var. Gelinen noktayı anlatıyorum, beceriksizliği anlatıyorum aslında işin özünde.

Peki, Hasan Şengüloğlu’na yapılan eleştirilerin  haksız olduğunu iddia eden veya savunan veya belki de sahiplenen, paylaşanlar, beğenenler, yorum yapanlar, “Hasan başkanın arkasındayız” diyenler… Bunların arkadaş kitlesinin toplamı 65 bin. 65 binin yüzde 10’unu üye yapsalar 6 bin 500 yapar. Buradan sana şeref sözü 500’ün üzerinde, belki 1.500 üyeyi de ben tamamlayacağım. O kitle yapsın.

Ne hâle düşürdünüz Düzce’deki iktidar partisini? Cumhurbaşkanı’nın emeklerini ne hâle getirdiniz?

VATANDAŞA EGO KİBİR DEĞİL İNANDIRARAK SİYASET YAPIN

İlker Başbuğ’un sözünü hiç unutmuyorum, “Ben Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın vatan sevgisinden hiçbir endişem yok ama yalnızlaştırıldı” demişti. Tabiri caizse bugün Faruk Özlü üzerinden, belediye başkanı üzerinden, diğer belediye başkanları üzerinden Düzce ilinde 8 bin üye yeniden üye yapılması noktasında bir çaba var. Bu üyenin ne 8 bini, 20 bin olması lazım belediyedeki o potansiyellere baktığınız zaman. 8 bini yapamayan 20 bini nasıl yapacak derken işte formül bu. Hiç yorulmanıza gerek yok. Belediyedeki veya başka yerlerdeki insanlara partiye üye olun baskısı yapacağınıza gidin anlatın. İnsanlar size inansın, güvensin, umut etsin. Protokollerle beraber, devletin yetkilisiyle, etkilisiyle beraber cadde sokak gezmek değil.

Ha biz bunları burada yine söylüyoruz ama günün sonunda, işin başında başladığınız gibi, günün sonunda burada bir beceriksizlik var. Burada bir yönetim boşluğu var. Burada bir enaniyet var. Burada bir gurur, bir kibir var, bir eğilmeme var. İnsanlarla diyalog kurarken “ene” var. Ama Hasan Şengüloğlu’nun ailesinde bu yok, evinde bu yok, atasında babasında yok. Siyasete girince istikameti şaşırdı.

Baştan dedik ya: “Arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim.” Kim Hasan Bey’e bu akılları veriyorsa, Yavuz Ağıralioğlu’nu karşılamasında veya buna benzer kamuoyunda eleştiri olan, boşluk olan işleri kim öngörüyorsa, size husumet besleyen o, Sadullah Ünsal veya Öncü TV değil. Tabii hayatın okulu yok öğrenecek, herkes her şeyi öğrenecek. Biz de öğreniyoruz, her gün bir şey öğreniyoruz.

KAYIKÇI’NIN BELGESİ DOĞRU İSE SORUN YOK

Şimdi ikinci konumuza geçelim. İkinci konumuz da şu: Düzce’de bir meslek odası demiştim fakat bilgilerde eksiklik var ve vebal altına düşmeyelim diye Yapı Sanatları Meslek Odasında  mesleki yeterlilik belgesi, meslek sertifikası ile ilgili belgeler veriliyor. Şimdi iddiaya göre, bir tarafın iddiasına göre bu belgelerde sahte bir evrak düzenlenmiş. Ama bu iddia, Cumhuriyet Savcılığı’na taşınmış, Ticaret İl Müdürlüğü’ne gidilmiş. Bir tanesinde sehven hata yapılmış, bir taraf da bunu savunuyor.

Şimdi bu konuyla ilgili Ticaret İl Müdürlüğü’ne bir dilekçe verilmiş, bir de Cumhuriyet Savcılığı’na şikâyet dilekçesinde bulunulmuş. İş yargıya intikal etmiş. Ancak hiç kimse göz göre, yani ben orada sahte bir belge olduğuna pek ihtimal vermiyorum. Ha bir hata da olabilir, sahte de olabilir; onu ben bilmem. Onu kanun bilecek, yasa bilecek. Bunu sorgulamadan, araştırmadan, soruşturmadan sonra öğreneceğiz. Bununla ilgili olarak da biz bu işin takipçisi olacağız.

Ancak bir iddia daha var. Bu iddiada seçimlerde, Yapı Sanatları Meslek Odası Başkanı Bülent Keser’in DESOB başkanlığına adaylığıyla ilgili kurulan bir kumpastan bahsediliyor. DESOB başkanı demişken, Mustafa Kayıkçı bir açıklama yaptı. Yayında dedi ki: “Hiçbir odaya karışmıyorum ama DESOB’a karışacağım. Buraya benim istediğim adam oturacak” diyor resmen. Senin istediğin adam İbrahim Korkmaz ise, o Erzurum’da 1990’larda gelip burada hayat bulan, doğduğu yerde değil doyduğu yerde büyüyen İbrahim Korkmaz. Bilmiyorum, herhalde öyle bir iddia var. Veya Bülent Keser veya Murat Geçici, hangisiyse…

Mustafa Kayıkçı dedi ki: “Ben buraya şerefli, haysiyetli, kıymetli bir adam getireceğim.” Esnaf odalarında kıymeti, şerefi, haysiyeti ölçecek elinde bir terazi mi var Mustafa Kayıkçı? Hepsi kıymetli. Bütün seçilenlerin hepsi kıymetli. Kendisi Kahveciler Odası Yönetim Kurulu’nda. İşin en enteresanı ne biliyor musunuz? Bu odadan mesleki yeterlilik belgesi, emlak konusunda belgeyi Mustafa Kayıkçı da bu odadan almış. Eğer Mustafa Kayıkçı’nın belgesi doğruysa, bir hata yoksa, demek ki yapılan iş doğru. Eğriyse yapılan işte bir eksik var. Bunu zaman gösterecek. Bu kararı ne biz ne kamuoyu, yargı verecek.

SAYIŞTAY RAPOLARI NE ANLAMA GELİYOR AÇIKLAYACAKLAR

Önümüzdeki hafta çok yoğun olacak. Muhasebeciler Odası Başkanının Canan Hanım ile bir programı olacak. Ayrıca hepsinden önemlisi Okan Özkasap ve BELKA Genel Müdürü programımıza çıkarak bizim sorularımızı cevaplayacak. Belediye Başkan Yardımcısı ve BELKA’nın genel müdürü Öncü stüdyolarında olacak. Önümüzdeki hafta Çarşamba, Perşembe, Cuma çok yoğun olacak.

Sayıştay raporlarında personel bazındaki olanları Erdem Yılmaz açıklayacak, mali konularda olanları Sayın Okan Özkasap açıklayacak önümüzdeki hafta itibarıyla. Mesele Sayıştay raporlarında herkes konuştu, basında algı oldu. Biz de davet ettik, davetimize icabet oldu bugün itibarıyla.

Hoşça kalın, dostça kalın Allah’a emanet olun.

Programın tamamını izlemek için:

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.