Organ Bağışına dikkat çekildi

DÜZCE(İHA) – Düzce Üniversitesi Hastanesi Yoğun Bakım Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Akbaş, Organların tıbben ve dinen bireyin ölü olarak kabul edildiği durumda alındığını söyledi.3-9 Kasım Organ ve Doku Nakli Haftası dolayısıyla Düzce Üniversitesi...

Organ Bağışına dikkat çekildi

DÜZCE(İHA) – Düzce Üniversitesi Hastanesi Yoğun Bakım Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Akbaş, Organların tıbben ve dinen bireyin ölü olarak kabul edildiği durumda alındığını söyledi.3-9 Kasım Organ ve Doku Nakli Haftası dolayısıyla Düzce Üniversitesi...

02 Kasım 2017 Perşembe 10:14
Organ Bağışına dikkat çekildi

DÜZCE(İHA) – Düzce Üniversitesi Hastanesi Yoğun Bakım Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Akbaş, Organların tıbben ve dinen bireyin ölü olarak kabul edildiği durumda alındığını söyledi.

3-9 Kasım Organ ve Doku Nakli Haftası dolayısıyla Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi ve Yoğun Bakım Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Türkay Akbaş, birçok hastaya yeni bir hayat sunan organ bağışı hakkında önemli açıklamalarda bulundu.

Organ bağışını; beyin ölümü tanısı konulan kişilerden alınan organların yaşama şansları bu organlara bağlı olan kişilere bağışlanması olarak tanımlayan Düzce Üniversitesi Hastanesi Yoğun Bakım Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Akbaş, bunun yanı sıra genelde aralarında kan bağı olan canlı kişiler arasında da böbrek ve karaciğer organı naklinin yapılabildiğini söyledi.

“Organ bağışında son karar ailelerin”

Gönüllü olan herkesin bağış merkezlerine başvurarak organ bağışında bulunabileceğini dile getiren Yrd. Doç. Dr. Akbaş, organlarını bağışlayan kişilerin bu isteğini ailesi ile paylaşmasının önemine vurgu yaptı. Kişinin organ bağışında bulunmuş olsa dahi yasanın, organların alınması için son kararı aileye bıraktığına işaret eden Yrd. Doç. Dr. Akbaş, “Aileler genelde ölen kişinin dileğini yerine getirmek isterler. Yasal başvuru yapılmasa bile hepimiz böyle bir isteğimizin olduğunu annemize, babamıza veya kardeşlerimize söyleyebiliriz.” ifadesini kullandı.

“Organ bağışı, bağışçının yaşamını riske atmaz”

Organ bağışında bulunmanın bağışçının yaşamını kesinlikle riske atmayacağının altını çizen Yrd. Doç. Dr. Akbaş, organ bağışının beyin ölümü gerçekleştikten sonra yapılabildiğini, beyin ölümünün kriterlerinin de Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenmiş yoğun bakım koşullarında konulduğunu dile getirdi. Organların tıbben ve dinen bireyin ölü olarak kabul edildiği durumda alındığını ifade eden Yrd. Doç. Dr. Akbaş, bu kriterlerin dışında organ bağışında bulunan bir kişiden kesinlikle organ talep edilemeyeceğini vurguladı. Canlı donörlerden organ alımı durumunda ise bağışta bulunan kişinin gerekli testlerden geçtikten sonra organlarının alındığına dikkat çeken Yrd. Doç. Dr. Akbaş, “Canlı donör genelde akrabalar arasında olmaktadır. Bu durum bizim klasik olarak dile getirdiğimiz organ bağışından farklı bir durumdur. Burada da yasalar sınırları çizmiştir. Canlı verici de hedef vericiye zarar vermemek üzerine çalışır.” açıklamasında bulundu.

“18 Yaşını dolduran, akli ve ruhi dengesi yerinde olan herkes bağışta bulunabilir”

Organlarını bağışlamak isteyenlerin hastanelerde görevlendirilen Organ Nakil Koordinatörlerine, İl Sağlık Müdürlükleri’ne ve Toplum Sağlık Merkezleri’ne başvuru yapabileceklerini belirten Yrd. Doç. Dr. Akbaş, 18 yaşını dolduran, akli ve ruhi dengesi yerinde olan herkesin bağışta bulunabileceği bilgisini verdi.

“Organ bağışına diyanetin onayı olduğunu hepimiz bilmeliyiz”

Toplumun organ bağışı konusunda yeterli bilgiye sahip olmadığına dikkat çeken Yrd. Doç. Dr. Akbaş, “İlgili kişilerden destek almıyoruz, kulaktan duyulan bilgilere daha çok güveniyoruz. Organ bağışının dinen uygun olduğu ve bu konu hakkında Diyanetin onayı olduğunu hepimiz bilmeliyiz. Bunun ticareti yapılmamaktadır.” diyerek bu konu hakkında özellikle eğitimcilerin ve din adamlarının bilinçli olması gerektiğinin önemine değindi.

“Düzce’de halkın duyarlılığı artıyor”

Bugüne kadar Düzce Üniversitesi Hastanesi Organ Nakil Koordinatörlüğü’nde 400’e yakın bağışçıdan kayıt alındığını anımsatan Yrd. Doç. Dr. Türkay Akbaş, bunun oldukça iyi bir rakam olduğuna dikkat çekti. 2015-2017 tarihleri arasında beyin ölümü tanısı konulan 17 kişiden yüzde 42’sinin donör olduğu bilgisini veren Yrd. Doç. Dr. Akbaş, organ bağışı konusunda Düzce’de halkın duyarlılığının arttığını ifade etti. 2015 yılında beyin ölümü gerçekleşen hastalardan hiçbirinin organ bağışına onay çıkmazken, 2017’de beyin ölümü gerçekleşen hastaların yüzde 75’inin organlarının bağışlandığını açıklayan Yrd. Doç. Dr. Akbaş, bağışta bulunan tüm ailelere ulvi davranışlarından dolayı teşekkür etti.

“En çok böbrek nakline ihtiyaç duyuluyor”

Türkiye’ de organ naklini bekleyen çok hasta olduğuna işaret eden Yrd. Doç. Dr. Akbaş, en çok böbrek organına ihtiyaç duyulduğu, bunu karaciğer ve kalp organlarının izlediği bilgisini verdi. Bu konuda sayısal verilere de değinen Yrd. Doç. Dr. Akbaş, Ekim 2017 verilerine göre 21 bin 535 kişinin böbrek, 890 kişinin kalp, 2 bin 101 kişinin karaciğer, 282 kişinin pankreas, 58 kişinin akciğer ve 2 bin 647 kişinin kornea nakli sırasında yer aldığı bilgisini paylaştı.

“Aile bireylerine önemli sorumluluk düşmektedir”

Düzce Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Hastanesi’ndeki Organ Nakil Komisyonu hakkında bilgiler de paylaşan Yrd. Doç. Dr. Akbaş, bu komisyonda genel cerrahi, beyin cerrahi, yoğun bakım, adli tıp, üroloji, nefroloji ve anestezi uzmanlarının bulunduğunu belirtti. Yrd. Doç. Dr. Akbaş, Düzce Üniversitesi Hastanesi’nde beyin ölümü tanısı koyularak hastalardan organ alımı sağlanabildiğini de sözlerine ekledi. Organ bağışında aile bireylerine önemli sorumluluk düştüğünü yineleyen Yrd. Doç. Dr. Akbaş, son kararı verecek olan ailenin; beyin ölümü gerçekleşen kişinin organlarını bağışlamakla, hayat kurtaracaklarını unutmamaları gerektiğini hatırlattı.

“Organ bağışı toplumsal sorumluluktur”

Son olarak organ bağışının toplumsal sorumluluk olduğunu vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Akbaş, herkesin bu konu hakkında açık fikirli olması ve organ bağışını desteklemesi gerektiğini ifade etti. Yrd. Doç. Dr. Türkay Akbaş, “Ne zaman kimin hangi organa ihtiyacı olacağını bilemeyiz. Yarın biz de bu gruba girebiliriz. Ölen bir bedenden alınan bir kaç organın aynı sayıda hastaya hayat vereceğini bilmeliyiz. Bence bu yapılan en büyük iyiliklerden biridir ve en önemli vatandaşlık görevidir.” diyerek açıklamalarını sonlandırdı.
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.