Dedik ki geçtiğimiz günlerde Düzce Belediyesi ve iştirakleriyle ilgili herkes konuştu. Sayıştay raporlarında şu usulsüzlük var, şu eksiklik var… herkes bir şey konuştu. Öncü olarak biz bu konuyla ilgili muhatabının konuşması, iddia edilen, konuşulan, ağzı olan konuştu ya, yetkisi olan konuşsun. Ağzı olan değil. Yetkisi olan, bu konuyla ilgili yetkili olan, cevap verecek olanlar konuşsun. Düzce Belediyesi ve iştiraklerinde, şirketlerinde, Sayıştay raporlarında çıkan sonuçlarda neler var neler yok. Eksik fazla ve gerek ruhsatlandırmalarda, bu mali işler olabilir, belediye başkan yardımcılığı olabilir, belediye başkanı olabilir… birileri konuşsun. Sükut ikrardandır der büyükler. Hani sormuş kızı istemeye gelmişler de sormuşlar. ‘Kızım seni falanca yerlerden istiyorlar, ne diyelim?’ ‘Ben bilmem baba’ demiş. Sessiz kalmış. ‘Sen bilirsin.’ Ne demek? Tamam beni oraya ver demek. Hani buna da demişler ki büyükler, sükut ikrardandır. Eğer belediye yetkilisi, başkan olmak üzere buna riyaset makamı diyoruz. Riyaset makamı bu konuda kendisi veya ilgili birim müdürlerini açıklama yapmazlarsa denilenlerin, söylenenlerin hepsi doğru. Eğer açıklama yapmazlarsa. Yaparlarsa da doğrunun ne olduğunu öğrenelim.

YURTLARDA YANGIN TEDBİRLERİ YETERSİZ

BU CANIN HESABINI KİM VERECEK?

Sayıştay'dan geliyoruz can güvenliğimize. Kartalkaya'daki yangından sonra Türkiye'de çok şey değişti. Gerek otellerde, gerek toplu kalınan yerlerde, yangın mevzuatına uygun kapılar, döşemeler, birçok mevzuatlar gelişti. Tabii detayını kanun koyucular bilir ve kanun uygulayıcılar bilir ama burada Düzce’de geçtiğimiz günlerde ben bahsetmiştim. Dedim ki kredi yurtlar kurumunun bazı yurtlarında, örneğin ben üç isim vereceğim: Raziye Begüm Kız Öğrenci Yurdu, Necla Pekolcay Kız Öğrenci Yurdu. Burada Mayıs ayından itibaren Nisan-Mayıs aylarında Düzce Belediyesi İtfaiye Ekipleri demiş ki, burada asansör ve kaçış mesafeleri sorunlu. Burada binlerce öğrenci kalıyor. Demiş ki, ‘Yangın merdivenlerinde sorun var.’ Ne sorunu varsa. Yangın kapıları. Yani herhangi bir yangın oluştuğunda, şu andaki mevcut kapılar bu yönetmeliğe aykırı. Yeni çıkan yönetmeliğe. ‘Bunlar değişecek’ demiş. Nisan-Mayıs aylarında bu bildirilmiş Çevre İl Müdürlüğü'nden, bağlı kuruluşlardan komisyonlar oluşturulmuş, komisyonlar çalışma yapmış. Şimdi ben bugün sordum, soruşturdum. Yani sonuç olarak Düzce Belediyesi'ne, itfaiye birimine bunlar, bunlar, bunlar oldu. Bunlar, bunlar oldu gelin bu ruhsatı verin veya gelin değerlendirmenizi yapın diyen yok. Bu kime ait burası? Bu mülk özel bir kişiye ait. GG Akaryakıt diye bir firma. Bu şirket de ONR Topluluğu’ndan Onur Özçiçek'e ait. Yani görüntü bu. Şoförünün hanımının üzerine kurulmuş bir şirket. Burada eksiklikler var. Ben bugün bu kurumun yetkilisi, bu kontrol mekanizmasının başındaki kurumun yetkilisine sordum. ‘Nedir, ne aşamadadır?’ dedim. ‘Bir kapılar kaldı diğer sorunları çözdük.’ dedi. Kapılar ne olacak? Kapılar yaza kaldı. Bu arada bir yangın çıkarsa ne olacak? Yazdan evvel bir yangın çıkarsa ne olacak? Binlerce, yüzlerce öğrencinin hayati tehlikesi var burada. Devletin başı, buradaki vekili, sahibi, devletin temsilcisi, Vali Bey talimat vermiş çözün bu işi diye. Şu ana kadar gelinen nokta bu. Yaza bıraktık. Kışın bir yangın çıkarsa ne olacak? Bunlar paraları alırken, bu şirket sahipleri paraları alırken kimse yazı demiyor, kışı demiyor. Gününde parayı faturayı kesiyorsun. Devletten parayı alıyorsun kira parasını veya hizmet verdiğin hizmetin karşılığını. Peki işini niye doğru yapmıyorsunuz? Niye bu eksiklikler tamamlanmıyor? Yani netice itibariyle insan hayatı bu kadar ucuz olmamalı. Bakın şimdi bu yurtlarda öğrenci yavrularımız kalıyor. Benim de bir evladım bir yurtta, bir ilde yaşıyor. Her ailenin bir akrabası, bir evladı, bir yakını, bir dostu veya bir dostunun çocuğu, bir komşusunun çocuğu bir ilde, bir öğrenci yurdunda tahsilini, üniversite eğitimini almak için gitmiş olabilir. Vardır da bu etrafımızda. Eğer burada Allah muhafaza eylesin, bir yangın çıkar da bu eksikliklerden dolayı birinin canına keder gelirse, bu şirketin sahibi GG Akaryakıt, üstteki Onur Bey neyse her kimse. Bunun hesabını nasıl verecek ya? Sizin kazanacağınız paralar, yapacağınız yatırımlar, yapmadığınız yatırımlar, düzeltmediğiniz eksikler, bu insanların canlarından daha mı kıymetli? Başta Sayın Valim Selçuk Aslan, Sayın Belediye Başkanım Dr. Faruk Özlü olmak üzere bu işte hassasiyetle durulması gereken bir yer olduğunu düşünüyorum. Durmadıklarını söyleyemem ama bugün bu işte bir sonuç alınmadıysa bir yerlerde eksiklik var. Birileri işini yapmıyor. Yapsınlar. Birileri yapması gerekeni yapmıyor. Yapsınlar. İşini yapmayanlara, eksiği tamamlamayanlara yaptırım uygulansın. Uygulansın mı? Doğru evet uygulansın. İnsan hayatı bu kadar ucuz değil.

Şimdi bunları böyle söyledikten sonra hayat devam ediyor. Dua edelim de bu eksikliklerden dolayı, dua edelim artık yani. Yapmıyorlar. Paramız gidecek diye bunlar yapılmıyor. Kapıların ve diğer eksiklerin giderilmesi için Türkiye genelinde tedarikte zorlanıyormuş. Ben onu bilmem. O zaman onu mahkemeye, hakime, savcıya anlatırsınız ama netice itibariyle bildiğim bir şey var: bu eksikleri gidermeyenlere gerekli yaptırımlar yapılmalı. Ben öyle düşünüyorum. Siz nasıl düşünüyorsunuz?

Programın tamamı için:

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.