Düzce Belediyesi’nin sayıştay raporu, Öncü TV ekranlarında konuşulmaya devam etti. Düzce Belediyesi Mali İşler Müdürü Okan Özkasap, Öncü TV Haber Müdürü Canan Üstüner’in hazırlayıp sunduğu “Güne Merhaba” programında, sayıştay raporu ile ilgili merak edilenleri anlattı.
Öncü TV ekranları ile birlikte 100.2 Radyo Öncü, 105.1 Radyo Özgür ve 102.1 Radyo Öğüt ortak yayını ile geniş bir izleyici ve dinleyici kitlesine ulaşan programda Özkasap, sayıştay raporlarında ortaya çıkan eksikliklerin giderilmesi için çalışmaların devam ettiğini söyledi.
“Raporda kamu zararına yönelik bir unsura rastlanmadı”
Sayıştay denetimlerinde de Düzce Belediyesi Mali İşler Müdürü olarak görev yaptığını hatırlatan Özkasap, raporda kamu zararına yönelik hiçbir unsura rastlanmadığını kaydetti. Raporda sadece usul hatalarının olduğunu belirten Özkasap, “Sayıştay denetiminde ben vardım. Gerekli çalışmalarımızı ve düzeltmelerimizi yaptık, ama rapor yayımlandı. Bu rapora baktığımız zamanda herhangi bir kamu zararı oluşturacak bir durum yok. Sadece usul hatalarımız var, düzeltilmesi gereken hatalarımız var. Zaten biz bunların çoğunu 2024 yılı içinde düzelttik, kendilerine sunduk. Ancak raporda belirtildiği üzere de bu 2025 yılı içerisinde de devam ediyoruz. Şu anda da bu 2025 yılı denetimleri devam etmekte. Bunu da kendileri 2026 yılı ocak ayında sonuca bağlayacaklar. Orada da bu bulguların yüzde 90’ının olmadığını göreceğiz. Belki yeni bir şeyler yazabilirler. Denetim devam ettiği için bu konuda bir şey söyleyemeyiz, ama biz kamu zararına yol açacak veya belediyedeki çalışma arkadaşlarımızı zarara düşürecek, kamu zararına yol açacak bir şey olduğunu düşünmüyoruz” diye konuştu.
“Sayıştay denetim kapsamını genişletti. Artık tüm verileri sistem üzerinden giriyoruz”
Özkasap, sayıştayın denetim kapsamını genişlettiğini belirterek, artık tüm verileri tüm Türkiye’de olduğu gibi Düzce Belediyesi’nin de sistem üzerinden girdiğinin altını çizdi.
Özkasap, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
“Mesela burada baktığımız zaman bazı konuların sayıştay daha önce zabıta denetimlerini incelemiyordu. Şu anda bu var. Daha önce baktığımızda şirketler denetimde değildi, artık bütün şirketler denetime girdi. 2019 yılında yapılan denetimlerde mesela şirket denetimleri yoktu. Belediyenin genel işleyişi ile ilgili, mali yapısı ile ilgili vardı. Yine şirketleri katarak bu devam etti. Zabıtayı da, itfaiyeyi de, bunun yanında başka birimlerin personel anlamında denetimleri yoktu. Ama sayıştay 2022’de pandemiden sonra çıkarttığı bazı kanun değişiklikleriyle bunları da denetimleri altına aldı ve ondan kaynaklanan şeylerde var. Yani ilk defa karşılaştıklarımız var. Daha önceki denetimlerde bu sistem aynı olduğu halde, 2024 yılındaki denetimlerde sayıştay, ‘bu yanlış’ dedi. Halbuki 2019 yılındaki denetimlerde de bunlar vardı. Yani denetim anlamında kapsamlı bir değişiklik var. Eskiden sayıştay verileri kendisi geliyor, alıyor, burada incelemesi gereken tüm evrakları kendilerine teslim ediyorduk. İnceliyordu, gerekirse o evrakların içinden lazım olan evrakların fotokopisini alıp, aslı gibi yapıp gönderiyorduk. Şimdi, öyle değil. Şu anda ‘VERA’ dedikleri Türkiye genelinde sayıştay denetimlerini sisteme giriyorsunuz. Bu sisteme, bütün veriler oraya yükleniyor ve oturdukları yerden bunları da takip ediyorlar. Eskiden böyle bir sistemimiz yoktu, yani 2019 yılında. Mali yapılar başta olmak üzere bu kadar geniş açıda denetlenmiyorduk.”
“Bazı alımlar limitin üzerinde kaldığı için ikiye ayırdığımız işler olabiliyor”
Yine sayıştay raporunda ortaya çıkan doğrudan temin limitlerinin neden bölündüğüne de açıklık getiren Özkasap, “4134 sayılı kanunun 22 d maddesinde bir parasal sınır var. Bu parasal sınır Şimdi şöyle düşünün; bir yedek parça almaya kalktık, ocak ayında yedek parçayı almak için ustaya götürdük. Diyelim ki, bize göre motor arızası var, kaputu açtığımızda daha büyük bir şey çıkabiliyor. Ne oluyor? Limitin üzerinde kaldığı zaman bu sefer ikiye ayırdığımız işler olabiliyor. Veya yılın herhangi bir ayında aracı bakıma götürdünüz, ama aynı aracı eylül ayında da, ekim ayında da götürebilirsiniz. O bakım da doğrudan temin limitleri içinde yapılıyor. Bu sefer de bölünmüş oluyor. Bazı işlerde öngöremediğiniz şeyler olabiliyor. Mesela bir malzeme alıyorsunuz, aldığınız malzeme parasal limitlerin altında kalıyor, ama 4 ay sonra, 5 ay sonra, 6 ay sonra bu malzemelere tekrar ihtiyacınız olabiliyor. Yani aynı malzeme olmuş olduğu için bunu belirtmiş oluyor. Şimdi, 1 Ağustos’tan itibaren Türkiye genelinde doğrudan teminle alımlar artık elektronik ortamda olmakta. Bütün kamu kurumları buna geçti. Biz de Düzce Belediyesi olarak 1 Ağustos itibari ile bütün her alımımızı elektronik ortamda, kamu ihale kurumunun kendi hazırlamış olduğu sistem üzerinden yapıyoruz. Artık orada da her şey kayıt altında. Böyle bir tespitin artık olması mümkün olmayacak. Sosyal Yardım Müdürlüğümüz, ayakkabı ve elbise dağıtmak için kış öncesi bir çalışma yaptı. Bizim düşündüğümüzden fazla ihtiyaç geldi. Tabii siz kafanızda bir rakam oluşturuyorsunuz, ama dağıtım başlamadan önce başvuruları aldığınız zaman bu rakam biraz yüksek olabiliyor. Onun için bir artış olmuştu, hani bu da denetimden 3 gün sonra olmuştu. Bu da zaten mayıs ayında çıkan tasarruf genelgesi çerçevesinde iş artışları da artık izinle yapılıyor. İş artışı için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan izin almak zorunda kalıyorsunuz. Şu anda da o sistem uygulanıyor belediyemizde. Bundan sonrada böyle bir sıkıntı bulunmayacak.”
“Otopark ücretlerini belediyenin ihtiyaçların için emanet olarak kullanmışız”
Yine sayıştay raporlarında ortaya çıkan otopark ücretlerinin hesaplarda görülmemesi konusuna da değinen Özkasap, şu ifadelere yer verdi:
“Otopark ücretleri tahsil edilerek, ilgili hesapların altında. Yıl yıl ne kadar tahsil edildiği orada gözükmekte. Belediyenin nakit ihtiyacına göre, biz bunlardan kullanmış bulunuyoruz. Bunu kullanmak demek, o hesaptaki paranın olmaması demek değil. Bir nevi emanet olarak kullanıyoruz. Yani ihtiyacımız olduğu zaman bankadan kredi çekip borçlanacağımıza, faiz ödeyeceğimize, bu parayı kullanıyoruz. Otopark fonu; eğer belediyemiz otopark yapmaya kalktığında, biz bu otoparklar için maliyeti otopark fonundan karşılayacağız. Yani belediyenin gelirini oraya aktaracağız, oradan da ödemesini yapacağız. Burada herhangi bir yasal sıkıntı yok. Yani buradaki durum, orada bulunan paranın nakit kullanılması. Yani Belediyenin giderlerinde kullanılması. Bunu da zaten tespit etti sayıştaycı. Dedi ki; ‘bu parayı nerede kullandınız.’ Burada belediyenin hesabına geçtiği, ne ödendiği belli. Giderlerin ödenmesi ile ilgili yasal bir sıkıntımız yok.”
“Biz Düzce’nin ihtiyaçlarına karşılık giderlerimizi yapıyoruz”
Vatandaşların ödediği vergilerin tahsilatı konusunda zorluk yaşadıklarını da sözlerine ekleyen Özkasap, “Biz Düzce’nin ihtiyaçlarına karşılık, giderlerimizi yapıyoruz. Vatandaşlarımızın talepleri çok. Bu talepleri karşılamak için de ana gelirimiz vergiler, çeşitli ücretler, su, evsel atıklar ve iller Bankası’ndan gelen payımız var. Biz vergiler durumunda biraz zor durumdayız. Yani vatandaşımız ödemelerde biraz ağır. Tabii biz bunlarla ilgili ödeme emirlerimizi, icra takiplerimizi düzenli yapıyoruz. Gerekirse, bankaya kadar rakamları yazarak, haciz koymaya çalışıyoruz. Bunun haricinde su gelirlerimizde yüzde 90’ları geçen bir tahsilat oranımız var. Sağ olsun vatandaşlarımızın bir çoğu otomatik ödeme ile bizim anlaşmalı olduğumuz bankalar aracılığıyla ödemelerini yapmakta. Daha önce bu daha düşük oranlardaydı. Şimdiki durum, gayet iyi bir derecededir” açıklamalarında bulundu.