KORKMAZ SUSKUNLUĞUNU ÜNSAL’A BOZDU

Düzce eski Milletvekili İbrahim Korkmaz'ın Akçakoca’daki arazisinde şantiye çalışması yapması sonucu kumsalların tahrip olduğu iddialarının ardından suskunluğunu Öncü Medya Haber Genel Yayın Yönetmeni Sadullah Ünsal’a bozdu. CHP İlçe Başkanı Tuğrul Abanoz’un video çekip kendisini eleştirdiği alanda Ünsal’ın sorularını yanıtlayan Korkmaz iddiaların gerçek dışı olduğunu söyledi. Heyelan mıntıkası olan arazide iyileştirme yaptığını belirten Korkmaz, “Bunu durdurmak zorundayız. İnsanlar burada ölürse ne olacak benim halim?” dedi. Korkmaz iddiaları dillendiren CHP’li Abanoz’a da “Benim üzerimden AK Parti’ye vurmasına gerek yok. Ben AK Parti üyesi değilim. Eski milletvekili olmam bir şey ifade etmez. Sonuçta AK Parti’den ihraç edilmiş bir insanım ben.” sözleriyle seslendi.

KORKMAZ SUSKUNLUĞUNU ÜNSAL’A BOZDU

Düzce eski Milletvekili İbrahim Korkmaz'ın Akçakoca’daki arazisinde şantiye çalışması yapması sonucu kumsalların tahrip olduğu iddialarının ardından suskunluğunu Öncü Medya Haber Genel Yayın Yönetmeni Sadullah Ünsal’a bozdu. CHP İlçe Başkanı Tuğrul Abanoz’un video çekip kendisini eleştirdiği alanda Ünsal’ın sorularını yanıtlayan Korkmaz iddiaların gerçek dışı olduğunu söyledi. Heyelan mıntıkası olan arazide iyileştirme yaptığını belirten Korkmaz, “Bunu durdurmak zorundayız. İnsanlar burada ölürse ne olacak benim halim?” dedi. Korkmaz iddiaları dillendiren CHP’li Abanoz’a da “Benim üzerimden AK Parti’ye vurmasına gerek yok. Ben AK Parti üyesi değilim. Eski milletvekili olmam bir şey ifade etmez. Sonuçta AK Parti’den ihraç edilmiş bir insanım ben.” sözleriyle seslendi.

19 Mayıs 2021 Çarşamba 13:38
KORKMAZ SUSKUNLUĞUNU ÜNSAL’A BOZDU

Sivri dili nedeniyle AK Parti ile yolları ayrılan Düzce eski Milletvekili İbrahim Korkmaz'ın Ayazlı Mahallesi'ne bağlı Dumlupınar Caddesi'ndeki Ümran Boru Fabrikası'nın arka kısmında bulunan özel tapulu arazisinin denize bakan kısmına şantiye çalışması yapması sonucu kumsalların tahrip olduğu iddia edilmişti. Bölgeye giderek sahilin halini videoya kaydeden CHP Akçakoca İlçe Başkanı Tuğrul Abanoz, çevre katliamı yapıldığını savunarak yetkililere harekete geçme çağrısı yapmıştı.

İddiaların hedefindeki isim eski vekil Korkmaz, suskunluğunu Öncü Medya Haber Genel Yayın Yönetmeni Sadullah Ünsal’a bozdu. Korkmaz, tahrip edildiği öne sürülen alanda Ünsal’ın sorularını yanıtladı.

İddiaların tamamen gerçek dışı olduğunu söyleyen Korkmaz, “Burası dik bir arazi olup heyelan mıntıkasıdır. Bu heyelan mıntıkası olan araziyi iyileştiriyorum ben. Bu benim görevim, kanunen hakkım. Bunun için herhangi bir projeye gerek yok. Burada bir inşaat yapılmıyor. Yapılması hukuken de, teknik olarak da mümkün değil. İmar iznimiz olsa bile kayan bir toprağın üstüne baraka bile kuramazsınız.” dedi.

Eski Vekil Korkmaz, “CHP İlçe Başkanı Abanoz’un benim üzerimden AK Parti’ye mi vurmak istiyor anlamıyorum. Benim üzerimden AK Parti’ye vurmasına gerek yok. Ben AK Parti üyesi değilim. Eski milletvekili olmam bir şey ifade etmez. Sonuçta AK Parti’den ihraç edilmiş bir insanım ben. Yani benim üzerimden Ak Partiye yürümesi doğru değil hem de ahlaklı değil. Buraya inşaat yapılamayacağını aklı olan herkes bilir zaten.” diye konuştu.

İŞTE O RÖPORTAJ

Burada ne oluyor? Burayı talan mı ediyorsunuz?

Ne olduğu açık olarak ortada, talan edilmesi ne hukuken mümkün ne de ahlaken mümkün. Bu görmüş olduğunuz arazi bana ait olan şirketlerden bir tanesinin arazisidir. Biz bu arazinin üst kısmında bir proje gerçekleştiriyoruz. Akçakoca’ya büyük değer katacak bir proje. Bu projenin olduğu alanda gördüğünüz kıyı kenar çizgisi içerisinde bulunan 50 metrenin içerisinde hiçbir çalışmanın yapılamayacağı gibi biz bu 50 metreye palyalama yapıyoruz. Ne yaptığımız çok açık ve net. Burada yeşillendirme yapılıp yürüyüş yolları yapılacak. İnsanların burada gezip dolanıp denize girebilmeleri için imkân hazırlıyoruz.  Aynı zamanda da yukarıdaki yapmış olduğumuz projenin de meyve bahçeleri, yeşil alanların olduğu, çiçeklerin olduğu nezih bir görüntü elde etmeye çalışıyoruz.

Peki, şu an burada ne oluyor?

Alanın üst kısmından denize doğru devam eden büyük bir heyelan var. Bu heyelan sonucu denize yakın olan kısımda heyelan neticesinde kaymalar oluyor. Yine arazinin denize yakın kısmında bir bölgede balçık bir bölge var. O su kaynağı yukarıdan geliyor. Bir veya birkaç su kaynağı olabilir ama biz birini keşfettik. Bu su kaynağı burada bulunan toprağı yumuşatarak balçık haline getiriyor. Denizin de vermiş olduğu etkiyle bu balçıklar yukarıdaki toprağın itmesine dayanamıyor ve denize doğru kayıyor. Bu hareketlenme hem sahili kapatıyor hem de toprağımızın kaymasına sebebiyet veriyor. Biz de burada nihayetinde bir proje gerçekleştiriyoruz. Bu projenin bize masraflar çıkarmasını kabul edemeyiz. Burada bir gece ansızın bütün toprağın heyelanla kaydığını düşünün, Akçakoca sahilinde ileriye ve geriye doğru baktığınızda bunu çok sık görürsünüz. Bu aslında devletin alması gereken bir önlemdir. Biz burada ne yaptık? Burada görmüş olduğunuz bahse konu olan yer bir kere kumsal değil. Bu görmüş olduğunuz yerin bir kısmı bize ait, bir kısmı devlete ait olan bir yerdir aslında, burası problemin kaynağını olduğu yer. Biz bu heyelanı durdurmak zorundayız. Burada iki yol vardır uygulanması gereken, birincisi bu konu ile ilgili devlete başvuru yaparız devlet yetkilileri de gelir burayı gündemlerine alır, alırsa burayı durdurur. Durdurmazsa bizim bu işi kapattığımızı düşünürse ve biz de buraya bütün bu projeyi yaparsak, burada ansızın bir gece heyelan meydana gelirse ki bunlar Akçakoca’da zaman zaman çok oldu. Bu insanlar burada ölürse ne olacak benim halim? İbrahim Korkmaz düşünmedi diyerek beni öne çıkaracaklar. Resmimi yine koydukları gibi koyacaklar ve diyecekler ki çok yanlış yapılanma yaptı, tedbir almadı ve toprak kaydı, insanlar zarar gördü ya da öldü diyecekler. Ben bunu göze alamam. Ahlaken de alamam, teknik olarak da alamam. Yaptığımız şey çok basit, buradaki balçık alanı kaldırdık. Balçık olan alanı aldık kenara koyduk. 5-6 metre aşağıya inerek buraya tonlarca kaya yerleştirdik. Bu kayaların bir kısmını bu alanın yan kısmına koyarak sahili genişlettik. Bir kısmını da dışarıdan kendimiz getirdik. Burada günlerdir iş makinaları çalışıyor.

Burada şunu sormak istiyoruz. Bu çalışmalar için projelendirme yapıldı mı, gerekli yerlerden izin alındı mı?

Şunu söylemek istiyorum, biz buradaki bu kötü durumu ortadan kaldırmak istiyoruz. Son 4 yıla ait bütün görüntü ve fotoğrafları bizde var. Burada ne olduğu da belli değil. Şimdi biz burada bir kazı yapıp da bir inşaat kurmuyoruz. Biz buradaki balçık alanı kaldırıp yerine kaya ile güçlendirme yapıyoruz. Bunun için teknik bir bilginiz olmasına gerek yok herkes bunu bilir. Bu teknik olarak da doğru bir harekettir. Burada bundan başka yapılabilecek bir şey yok. Karayolları bunu böyle yapar. Bunu zemini alır toprağın su ile temasını engeller ve güçlendirir balçıktan kurtarır. Şu an burada kaya var. Teknik olarak doğu bir iştir. Ama bu iş bizim anlık olarak bir çözümümüzdür. Devletin üstünde yükü almışız, gerekli bir ortam sağlamışız, bunu içinde para harcamışız ve hiçbir şekilde çevre kirliliğine sebebiyet vermemişiz. Şimdi dersiniz ki ne hakla devletin yerini kazarsınız? Bu toprak buradan aşağıya doğru kaydığı zaman ki toprak kayıyor,  insanlar bunu devlet yapmadı mı der diye soracaklar yoksa İbrahim Korkmaz burada inşaat yaptı ve hepsi yıkıldı mı derler. Ben burada bunun tedbirini alıyorum. Biz burada muazzam bir para harcayarak devletin yükünü sırtından alıyoruz. Burada bunu diyebilirsiniz, siz bunun için devletten izin almanız gerekiyordu buna itirazım yok benim. Ama şunu diyemezsiniz, sen burada yanlış iş yapıyorsun, sen buraya zarar veriyorsun kimse diyemez. Ahlaklı olan kimse diyemez, vicdanı olan kimse söyleyemez.

Yaptığınız setleme çalışması kıyı kenar çizgisine 50 metrelik alana inşaat yapılamaz mevzuatına aykırı bir inşaatınız var mı burada?

Bizim burada mevzuata aykırı bir inşaatımız yok, siz görebiliyor musunuz? Burası benim tapulu arazim. Ben bu tapulu araziyi pırıl pırıl dizayn edeceğim. Burada patika yürüyüş alanları yapacağım, yeşillendireceğim.  Zaten burası ağaçlandırılmış alan olarak geçiyor. Burada ben denize ulaşmak için ve yürüyüş yapılması için patika yollar yapıyorum. Burası dik bir arazi olup heyelan mıntıkasıdır. Bu heyelan mıntıkası olan araziyi iyileştiriyorum ben. Bu benim görevim, kanunen hakkım. Bunun için herhangi bir projeye gerek yok. Çünkü ben burada bir yapılanma yapmıyorum. İnşaatta yapmıyorum zaten burada da inşaat yapılamaz heyelan mıntıkası. Burada benim 10 dönümlük yeşil alanım var. Ben burada sadece inşaat yapamam bunların kullanım alanı bana ait. Ben burayı açtığım zaman insanlar buraya gelip gezip görecekler, burası Akçakoca halkına ait. Dolayısıyla burada bir inşaat yapılmıyor. Yapılması hukuken de, teknik olarak da mümkün değil. İmar iznimiz olsa bile kayan bir toprağın üstüne baraka bile kuramazsınız. 

Cumhuriyet Halk Partisi ilçe Başkanı Tuğrul Abanoz buraya gelip sizinle konuştuğunu biliyoruz. Ne görüştünüz sonra yapılan açıklamayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ben bu olaya biraz farklı bakıyorum. Şimdi Tuğrul Bey buraya geldiğinde açıklamasını yapmış ayrılıyordu ben o sırada geldim. Ben gelince merhabalaştık, oturduk sohbet ettik kendisiyle. Bir partinin ilçe başkanı olarak buraya ilgi duymasını anlarım çok doğal bir şey. Bir Akçakocalı olarak yine anlarım, çevreye duyarlı bir insan olarak tepki göstermesini de anlarım ama şunu anlamam. Olayı benden dinlediği halde, ne yaptığımızı da burada gördüğü halde tebrik etmesi gerektiği yerde daha sonra bu şekilde yapmasını anlamam. Türkiye’deki siyasete veriyorum. Benim üzerimden AK Parti’ye mi vurmak istiyor anlamıyorum. Benim üzerimden AK Parti’ye vurmasına gerek yok. Ben AK Parti üyesi değilim. Eski milletvekili olmam bir şey ifade etmez. Sonuçta AK Parti’den ihraç edilmiş bir insanım ben. Yani benim üzerimden Ak Partiye yürümesi doğru değil hem de ahlaklı değil. Çevreci bir yaklaşımı var ise yanlışı eleştirecek doğruyu da tebrik edecek. İkisinde yapması gerekecek.  Videoyu izlediyseniz benim burada bir istinat yaptığımı, heyelana bir engel yaptığımı kabul ediyor ki etmek zorunda. Görüyor burada ne yaptığımızı, arkasından diyor ki ne yapacağını daha sonra göreceğiz. Acaba yapacak mı yapmayacak mı ondan da şüphesi var. Buraya inşaat yapılamayacağını aklı olan herkes bilir zaten. Ama basının hiçbir şeyi anlamadan dinlemeden yazması, bakın burası tamamen balçık bir yapı. Bu yapı yıllardır burada bu toprağı götürüyor. Buranın bir hafta önceki mesafesiyle bir hafta sonraki mesafelerini ölçmek mümkün. Her geçen gün burada bir toprak kayması mevcut. Bizim burada nereye ne yaptığımızın hepsi belli.  Bu konun hukuki bir sıkıntısı var ise bu sıkıntıyı biz çekeriz. Burada insanların ahlaklı olması lazım, ben demiyorum ki bu ahlaksızdır. Önemli olan meseleye ahlaklı yaklaşıp doğru yansıtmaktır. İbrahim Korkmaz kıyıyı talan ediyor. Ne yapmışım burada? Benim kıyıya yaptığım bu olumlu etkiyi Düzce de kaç kişi yaptı? Benim yüklendiğim bu yükü yüklenen bir kişi gösterin var mı?

Burası bildiğimiz kadarıyla mücavir bir alan Belediyeye ait bir alan, bu çalışmayı neden ruhsatlandırmadınız?

Bu yaptığımız iş ruhsatlandırılmaz. Burada bizim yaptığımız şey bir inşaat değil.  Biz burada bir balçığı kaldırıyoruz buradan, yerine taş dolduruyoruz.

Belediyeden herhangi bir şey söylendi mi?

Belediyedeki arkadaşlar şunu söyledi. Bakın böyle bir şikâyet var. Bunu durdurun dediler. Biz de durdurduk. Olduğu gibi bıraktık biz de. Ama burada bir şey yapılması lazım. O zaman buradan sonrasını belediye yapacak, ya da devletin başka kurumları yapacak. Ama burada bir şey olmak zorunda çünkü burası kayıyor. Burası yarın bir gün kaydığında bunun hesabını bana soracaklar. Burada bir kayma olursa bunun sahibi ben olmam.

Bundan sonra süreç nasıl devam edecek?

Bundan sonraki süreçte bana teşekkür edecekler, bunu sayın vali söyleyecek, bunu sayın kaymakam söyleyecek, İbrahim Bey tebrik ediyoruz ama unuttuğunuz bir şey var bizden ruhsat almanız gerekiyordu. Ben kendi alanıma ne yapıyorsam buraya da aynısını yaptım. Çünkü ben burada bir çevre düzenlemesi yapıyorum. Bir inşaat yapmıyorum. Ben kendi arazim içinde çevre düzenlemesi yapıyorum. Devletin sınırları içerisinde de beni birinci derecede ilgilendiren problem orada bir kısmı devlete ait olan yeri açıyorum. Ben o Meclis’te görev yaptım, bir kanunun 3-4 defa değiştiğini gördüm. Ben bunun komisyonundaydım bir de. Kanuni olan her şey ahlaki değildir. Ahlaki olan her şeyin de kanuni olması şart değil. Siz kanun olarak bunun gerisinde olabilirsiniz. Ama birisi böyle bir şey yapmışsa onu takdir edersiniz. Getirirsiniz buraya bilirkişilerinizi dersiniz ki burada yapılan iş doğru mu yanlış mı?  Adam derse ki doğru beni de idam etmezsiniz. İbrahim Korkmaz yine sahnede, İbrahim Korkmaz yine talan ediyor.  Bu ahlaki bir tavır, ahlaki bir duruş değil.

Belediye ve kamu kuruluşlarıyla bir bağlantınız oldu. Buradan sonraki balçık alanla ilgili nasıl bir yol izlenecek nasıl bir çözüm üretilecek?

Ben daha belediye başkanımız ile görüşmedim. Buradaki geri kalan arazi için gerekiyor ise ruhsat alıp, açıp, ben burayı doldurmak zorundayım. Burası aynı şekilde dolmak zorunda. Ama burada kıyıyı talan ediyor, kıyıyı gasp ediyor nesini gasp edeyim zaten 200 metrelik kıyı bana ait. İzin olsa burada bunu mu yaparım ben? Bu konu hukuki yerlere giderse bizim elimizde yaptığımız çalışmaların belgeleri var. Buranın eski durumu, yeni durumu, yaptığımız çalışmaların hepsinin belgesi var.  İş mahkemeye varırsa mahkemeye gideriz. Ama buranın böyle kalması ayıptır. Basın bunun arkasında dursun, basın beni takdir etsin, kamuoyuna beni olduğumdan farklı göstermesin. Bu onlara hiçbir şey kazandırmaz. Adam geliyor buraya, ne yapıldığını ne olduğunu bilmiyor, çarşıda öyle yapılıyor burada niye böyle diyor.  Bir bekle bak nasıl olacak? Bu konuyu yanlış yönlendiren arkadaşların burası bittikten sonra buraya gelip beni takdir etmemelerini istiyorum. Bana teşekkür etmelerini istemiyorum. Benim ihtiyacım yok.     

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.